24 Ekim 2010 Pazar

Fenerbahçe 0-0 Galatasaray

Bir büyük derbiyi daha geride bıraktık. Beklediğimin tersi oldu. Aslında ilk yarı tam tahmin ettiğim gibi berabere bitti, ikinci yarı fenerin panikleyeceğini ve GS'nin maçını alacağını düşünüyordum. Hatta ilk yarı GS'nin pozitif oyununu görünce, ikinci yarı fener dağılır dedim. Tahminimden farklı bir ikinci yarı izledik.

Maçın ilk devresi etkili olan taraf Galatasaraydı. Derbide ilk yarıda genelde oyun ortada olup, GS'nin tehlikeli akınları ile bitti. Brezilya milli takımında oynayan Elano çok istekliydi, güzel pasları dikkatimi çekti. İleriki haftalarda daha etkili olacağının sinyallerini verdi. Pino'yu ilk başlarda çok eleştiriyordum, ancak bugün GS'ye bir miktar faydası olabileceğini gördüm. Tehlikeli bir oyuncu, hızlı, seri bir oyuncu. Yerden şutları etkili, tekniği zayıf, bir miktarda bencil oynuyor. Kısaca iyi ve kötü özellikleri olan bir futbolcu.

Fenerbahçe ise ikinci yarıda sahada daha etkiliydi. Galatasaray ilk yarıya oranla çok daha yorgun bi tablo çizdi.

Bir de maç sırasında kahkahalar attığım bir durum aklıma geldi, onu da paylaşayım. Maçın 85.dakikasıydı. Yobo bir pozisyonda topu Pino'nun önünden topu kayarak aldı ve topu almasıyla ayakta kalması aynı anda oldu diyebilirim. Maçı beraber izlediğimiz arkadaşlardan biri "Yobo, Tripod gibi adam, adamın resmen üç ayağı var" dedi. Sonra da karşı taraftan diğer arkadaş "Where is the third one?" dedi. Sonra da kahkaha bombardımanı koptu :)

Hiç yorum yok: