Taa 5 Kasım 2009 Perşembe günü yazmış olduğum yazıda Mustafa Denizli ile yolların ayrılmasını gerekitiğini, hatta ne pahasına olursa olsun Lucescu'nun getirilmesini gerektiğini kaç ay evvelden yazmıştım.
İlgili link alttadır. yazıyı aynen aktarıyorum.
http://downbothflanks.blogspot.com/2009/11/mustafa-denizlili-besiktas.html
Beşiktaş camiası, Beşiktaş futbol takımının gidişatından hiç memnun değil. Geçen senenin lig şampiyonu Beşiktaş, bu sene 2009-2010 TSL'ye çok kötü bir başlangıç yapıp, ardından şampiyonlar liginde içler acısı bir tablo sergiledi. Mustafa Denizli'li Beşiktaş'ın geçen seneden bu yana neler verdiklerini benim pencereden bir yorumlayayım dedim. Aşağıdaki grafikte BJK'nın bnm bazı kriterlere göre başarı grafiği var. Beşiktaş geçmekte olduğumuz bu dönemde gerileme döneminde bulunuyor.
Beşiktaş'ın geçen sene Ukrayna ekibi Kharkiv'e ağır yenilgisinin ardından Ertuğrul Sağlam yönetime istifasını vermek zorunda kalmıştı. Ardından göreve Mustafa Denizli getirildi ve Mustafa Hocalı Beşiktaş serüveni başladı.
Mustafa Denizli, Ertuğrul Sağlam'ın mirasına kondu. Başlangıçta gereksiz puan kayıpları aldı ve dolayısı ile eleştiriler gelmeye başladı. Mustafa Denizli'nin yardımına lig arası yetişti. 2008-2009 TSL ilk yarısı sona erdikten sonra Beşiktaş, Yusuf Şimşek ve Fabian Ernst transferi ile yükselme dönemine geçmenin temellerini attı. TSL 2.dönemi başladıktan sonra Beşiktaş, Ernst ve Yusuf'un takım içindeki etkili oyunu ile şans faktörü de birleşince Beşiktaş az gollü de olsa galibiyetleri alıp her geçen gün ligde yükselişine devam etti. Tabi bu dönemde Fenerbahçe ve Galatasaray'daki çöküş dönemi Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürdü. Sivas ve Trabzon'un ligde zirveyi zorlaması Beşiktaş için rekabet ortamı yarattığından Beşiktaş takım olarak şampiyonluğa daha çok inanmaya başladı. Sonuç olarak şans faktörü, Yusuf ve Ernst gibi iki oyuncunun Beşiktaş'a katkıları ile şampiyonluk geldi.
Beşiktaş 2008-2009 TSL şampiyonu olmasına rağmen medya başta olmak üzere gerçeği gören taraftar, şampiyonluğun Beşiktaş'ın çok iyi oynamayarak geldiğini bilincindeydi. Beşiktaş 2009-2010 sezonunda Türkiye'yi şampiyonlar liginde temsil etme şansını yakaladı. Ancak herkes biliyordu ki Beşiktaş mevcut kadrosu ile Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olamazdı. Dolayısı ile Beşiktaş'a çok iyi stopper ve 10 numara transferleri gerekiyordu. Beşiktaş'ın kritik bir sene geçireceğini bile bile Beşiktaş düzgün transfer politikası sürdüremedi. GS ve FB gibi Beşiktaş'ın lokomotif rakipleri her geçen gün takımına yeni kaliteli isimler alırken BJK bu transferlere seyirci kaldı. Dolayısı ile BJK'nın yazın geçirdiği 3 ayı duraklama dönemi olarak nitelendiriyorum. Beşiktaş yükselme döneminin ardından duraklama dönemine geçti. Takımın direncini düşüren bir etkendir duraklama dönemi.
Beşiktaş duraklama döneminde İsmail köybaşı, Ferrari, Micheal Fink transferlerini gerçekleştirdi. Ferrari transferini ayakta alkışlıyorum. Diğerlerine yorum yapmak istemiyorum. Kısaca yönetim, transfer politikasını iyi yönetemedi. 2009-2010 TSL ağustos ayında başlaması ile birlikte BJK'nın bitmek tükenmek bilmeyen puan kayıpları başladı. Lige kötü bir başlangıç yapan BJK, şampiyonlar liginde de çok kötü bir başlangıç yaptı. Böylece BJK'da gerileme dönemi de başladı. Halk, padişahın kellesini istiyor. Bakalım ne olacak?
Bu sene ne oldu da geçen seneki şampiyon yükselme döneminden gerileme dönemine geçti. Bunun cevabı basit aslında: Mustafa Denizli'nin kararsız takım strateji ve 11'leri buna sebebiyet verdi. Beşiktaş'ın sene başından bu yana düzenli bir 11'i olmadı. Hal böyle olunca spor yazarları eleştirmeye başladı. Onlar eleştirdikçe muhalif Mustafa Hoca kadroda eleştirilen isimlere yer vermeye devam etti. Sene başından bu yana Beşiktaşlı olan olmayan, futbuldan anlayan ya da anlamayan herkes gördü ki İbrahim Kaş, Uğur İncemen, Serdar Özkan Beşiktaş'ta ilk 11'de oynadığı sürece Beşiktaş'a faydalı olamazlar. Bahsettiğim adamlar takıma hep zarar verdiler. iyi niyetli oyuncular ama kapasiteleri yeterli değil.
Kısaca Tüm Türkiye'nin gördüğünü Mustafa Hoca görmüyor. Hadi halkın gücü yok, yönetim siz de mi görmediniz bu olanları? Her hafta farklı kadro, düzensiz bir strateji. ÇOK YAZIK!
Bu koskocaman BJK camiasına yazık! Avrupa'ya bizi rezil kepaze ettiniz. Bir an evvel Mustafa Denizli'nin takımdan gitmesi gerek diye düşünüyorum. Denizli'ye bu kadar tahammül eden ve yanlış transfer politiklarını sürdüren yönetim, biraz daha devam etmek istiyorsan, ne yaptığı belli olmayan bu adamı gönder... gerekirse 10milyon euro ver, Lucescu'yu getir. Yönetimin tek şansı bu. Eğer Mustafa Denizli revizyonunu FB maçına kadar yapmazsa, yönetim FB maçından sonra istifa etmek zounda kalabilir diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder