31 Ocak 2009 Cumartesi

YA TUTARSA


Aslında Alaaddin'in istekleri hiç de fena değil.
Kocaeli-Gençlerbirliği: Geçtiğimiz son hafta iki takımda rahat galibiyet aldı. Ligde gençler 5 puan önde. Kocaeli'nin dağınık oyunu, tam olarak takım olamayışı ve deplasman ekibi Gençlerin geçen hafta gol yemeyen kayseriyi 3 lemesi gibi nedenler gençleri galibiyeti yakın tarafa itiyor.
Denizli- Galatasaray: Sivas'dan alınan beraberlik ve yenilgi takımı kendine getirecektir diye tahmin ediyorum. Bu maçı galibiyet serisinin başlangıcı olarak görmek isteyeceklerdir. Denizli zayıf bir takım. maçın kaderini etkileyecek fazla oyuncusu yok ve kapalı oynamıyor. GS fazla posizyon bulacaktır.
Eses - ibb : Eskişehir sahasında yenilmiyor. El Saka ve Batuhan yeni takımlarına yeni güç getirdiler. taraftar desteğini arkasına alacak olan eskişehirin galibiyete yakın taraf olduğunu düşünüyorum. İbb ofansif anlamda iyi bir takım görüntüsü çizse de geçen seneye göre çok zayıflar.
Beşiktaş-Antalya: Kupa maçında yendiği Antalya ile bu hafta içinde 2.kez karşılacak olan BJK sahasında favori. Seyirci desteğini arkasına alacak kara kartal 3 puanı 3 golle alır. Antalya'da, Mehmet Özdilek'in gelmesiyle takımda taşlar yerine oturmaya başladı. Agresif futboluyla dikkatleri üzerine çeken Antalya ligde topladığı 16 puanla düşme hattına fazla yakın.
Herkese Selamlar

30 Ocak 2009 Cuma

Hedo ve Memo All-Starda Yok !!!



All-Star 2009 da ilk beşler daha önce halk oylamasıyla açıklanmıştı ve hocalarında belirlenmesiyle gözler seçilecek yedeklere çevrildi. Benim açıkcası Memodan bu sene umudum yoktu ama Hedonun seçileceğini düşünüyordum ve seçilmemesi beni şaşırttı. Geçen seneki performansı olsun bu seneki aldığı süre ve performansı olsun yeterliydi ama Avrupalı olmasının etkisi oldu diye düşünüyorum çünkü Orlanda dan Lewis ve Nelson seçilmiş ki Hedonun bunlardan alt kalır bir tarafı yok. Nelson ile pozisyonları farklı belki o yüzden Nelson a lafım olmaz ama Hedo ve Lewis kıyaslandığında benim düşüncem Hedo nun Orlandoya daha çok katkı sağladığıdır. Zor zamanlarda oyunun kaderini değiştirmesini ve sorumluluk almasını bilmiştir. Uzun lafın kısası Hedo All-Starda olmayı hak etmiştir. Ayrıca TV başında maçı seyrederken,bir Türk basketbolcuyu orda seyretmek All-Stara ayrı bir hava veriyordu daha bir hevesle seyrediyorduk. Bu hevesimizi seneye bırakacaz artık.

Aynı hızla devam Hedo...

29 Ocak 2009 Perşembe

Davos'tan Erdoğan geçti!

TV'de vakit öldürüyordum ki şans eseri denk geldiğim flaş haberi izlerken, Türk olduğumla bir kez daha gurur duydum. Belki doğru,belki yanlıştı tartışmalar ama Türkiye'nin ve Türk Başbakanı'nın hangi ortamda olursa olsun bir ağırlığının olduğunu görmek beni sevindirdi. Böyle bir tepkinin gerekliliğini tartışmadığımı tekrar söylemk isterim ama bu çıkışın olumlu bir şekilde sonuçlandığını görmek beni daha da mutlu edecektir...

Haftasonu Futbol


Almanya ligininde baslamasiyla Avrupada futbol heyecani tam gaz devam ediyor. Haftasonu icin program yapmayanlari gusel maclar bekliyor...

Iyi olan kazansin...


30 Ocak Cuma


21:30 Hamburg - Bayern München > Kanal 24


31 Ocak Cumartesi


13:00 Kartalspor - Kasımpaşa > D Spor

13:30 Kayserispor - Sivasspor > LİG TV

14.45 Stoke City - M.City > SPORMAX

16.00 Ankaraspor - Trabzonspor > LİG TV

17.00 Middlesbrough - Blackburn > SPORMAX

19.00 Denizlispor - Galatasaray > LİG TV

19:00 Napoli - Udinese > NTV Spor

21:30 Juventus - Cagliari > NTV Spor

21.45 Benfica - Rio Ave > SPORMAX

23:00 Numancia - Real Madrid > NTV


01 Şubat Pazar


13:00 Manisaspor - Malatyaspor > D Spor

15.30 Newcastle - Sunderland > SPORMAX

16:00 Inter - Torino > NTV

16:00 Inverness - Celtic > Futbol Smart

17.00 Fenerbahçe - G.Antepspor > LİG TV

18.00 Liverpool - Chelsea > SPORMAX

18:00 Racing Santander - Barcelona > NTV Spor

20.00 Beşiktaş - Antalyaspor > LİG TV

20.00 Belenenses - Porto > SPORMAX

21:30 Lazio - Milan > NTV Spor


02 Şubat Pazartesi


20:00 Karşıyaka - Altay > D Spor
22.00 M.United - Everton > SPORMAX

Yani?!?


hurriyet.com.tr'yi takip edenler bilir; gereksiz haber yapma konusunda çok başarılılar. Ama teşekkür etmek lazım kendilerine. Sayelerinde gülüyoruz.

Bu haber bir yılanın başka bir yılanı yutmasıyla ilgili. Neymiş, yılan diğerini yutmuş ama bir otomobil tarafından ezilmiş. Yorumu size bırakıyorum...
En azından bu sefer haberin altında bilmem kimin bikinili fotoğrafları yok!

28 Ocak 2009 Çarşamba

Terbiyesizlik!

Galatasaray - Sivas maçında Galatasaray taraftarlarının Bülent Uygun'a karşı yaptığı terbiyesizliğe hiç bir yorumda bulunmadan lafı Bülent Uygun'a bırakıyorum...

27 Ocak 2009 Salı

Ekonomi Tarafında Bakış Açısı

2007 yaz ayları sonunda Amerika'da yaşanan Mortgage sistemindeki arıza önce Amerika'yı ardından dolaylı olarak Avrupa'yı ve akabinde gelişmekte olan ülkeleri esareti altına almıştır. Amerika piyasalarındaki daralmanın hesabı ağır olmuş. lEhman Brother gibi Amerika'nın en köklü bankalarından biri iflas bayrağını çekmiştir. Bunun üzerine uluslararası ticaret iyice durmuş ve Avrupa devletleri ve Çin'in stokları elde patlamış ve gerisi çorap söküğü gibi gelmiştir. Sonrası malüm...

Gelişmekte olan ülkelerden Türkiye'nin ekonomisi ağırlıklı olarak dışa bağlıdır. Gerek lokomotif şirketler olsun gerek kobiler üretiğini dışa satamaz hale gelmiş ve hem yurt dışı hem de yurt içi gelirler azalmıştır. bunun yanına yüksek enerji fiyatları ve işçi sigorta primleri gibi giderler eklenince şirketler kaynak sıkıntısı çekmeye başlamışlardır.

Kaynak sıkıntısı çeken KOBİLER ve döviz cinsinden kredi almış olan şirketler, yeni yatırımlar için ya da eski borçlarını kapamak için bankalardan kredi almakta zorlanıyor. Kısaca ortam kötü... Güven yok, bu yüzden bankalar önceden verdiği kredileri daralan ekonomide geri çağırmak isteyebilir. işte böyle bir ortamda dananın kuyruğu kopar. Türkiye öyle bi resesyona girer ki en az 5 sene kendine gelemez!!!

İçinde bulunduğumuz ekonomik bunalımdan bazı lokomatif sektörler payını alıyor. Bu krizden en çok etkilenen sektörler İnşaat, Otomotiv ve Lojistiktir. Tabi bu sektörlerin yan sanayilerini de etkileyeceğini ardı etmemek lazım. Gençler, iş başvurusu yaparken bu sektörlere dikkat etmesi gerekir, bu sektörlerde olan kişiler her türlü süprize hazır olmalıdır.

Herkese iyi geceler...

Toni ve yeni sevgilisi




Yakışıklı italyan futbolcu Luca Toni, tenisçi Boris Becker in eski sevgilisi Sandy Meyer-Wölden ile aşka yelken açtı. Almanya artık daha yaşanılır ve çekici geliyordur herhalde Toni'ye. Umarım performansına pozitif etki yapar.
Yakışır Toni'ye...

Los Galacticos?


Bir zamanlar efsane diyebileceğimiz futbolcuları bünyesinde barındırdığı için Real Madrid'e bu yakıştırma yapılırdı. Raul, Zidane, Figo, Ronaldo, Hierro... Acaba yaş kriterini bir kenara bırakırsak bu yakıştırmayı Milan için yapabilir miyiz? Maldini, Kaka, Seedorf, Shevchenko, Ronaldinho ve şimdi de Beckham... Bu futbolcuların herbiri kendi ülkeleri adına efsaneleşmiş isimler olduğuna göre, bence günümüzün Los Galacticos'udur Milan. Real Madrid kadar başarılı olup olamayacağı ayrı bir tartışma konusudur tabi...

26 Ocak 2009 Pazartesi

130-122

İzmir'de yapılan All Star haftasonu organizasyonunda Yabancılar Karması, Türk Karması'nı rahat bir şekilde yenerek seriyi devam ettirdi. Açıkçası maç çok zevkli değildi. Oyuncular All Star diye iyice bi salmışlardı. Yabancılar pota altını dağıtırken, bizimkiler 3lükten başka sayı atmadılar. Böyle bir All Star da ilk kez gördüm. Bir takım 3lük attı durdu, diğeri pota altından smaç vurdu da vurdu. İzmirliler için yine de güzel bir gün olduğuna eminim.

3lük yarışmasını ise Beşiktaş Cola Turka'dan Ömer Ünver ikinci kez kazanmasını bildi. Özellikle Reha Öz'ün başarılı atışlarının ardından bu sene Reha'nın kazanacağını düşünrken, Ömer'in ikinci turdaki başarılı atışları ile kazanması şaşırttı beni. Gerçi herkes Ömer'in kazanmasını bekliyordu da...

TÜRK YILDIZLAR KARMASI: 122 - YABANCI YILDIZLAR KARMASI: 130
Salon: Halkapınar
Hakemler: Serkan Emlek xxx, Ersan Ergüler xxx, Turgut Işık xxx
Türk Yıldızlar Karması: Serkan xxx 20, Hüseyin xxx 21, Haluk xxx 6, Tutku xxx 11, Kerem xxx 8, Hakan xxx 2, Ersin xxx 3, Ender xxx 9, Oğuz xxx 10, Sinan xxx 5, Fatih xxx 6, Cevher xxx 21
Yabancı Yıldızlar Karması: Crispin xxx 13, Wright xxx 25, Thornton xxx 4, Smith xxx 16, Traylor xxxx 22, Leon Williams xxx 9, Mc Calebb xxx 12, Gordon xxx , Graves xxx 17, Davis xxx, Ibekwe xxx 6, Lance Williams xxx 6
1. Periyot: 29-31
Devre: 67-55 (Yabancı Yıldızlar Karması lehine)
3. Periyot: 85-93

*istatistikler ntvspor.net'ten alınmıştır.

25 Ocak 2009 Pazar

Fenerbahçe 0-0 Trabzonspor

Aşağıda yazan arkadaşlar maçları, tirübünden seyredip yorumladılar ama ben TV'den seyrettiğim kadarıyla kısa bir yorum yapacağım. Maçın genel gidişatı hakkında yukarıdaki istatistiğe bakınca ne dersiniz? Ortada bir maç ve sonuç beraberlik. İstatistiklere göre normal bir sonuç gibi gözüküyor 0-0. İzleyenler içinse çok farklıydı. İlk 10 dakikada iki taraf için de kaçan net pozisyonlar, daha sonra sadece TS için kaçacaktı. Ta ki son 5 dakikaya kadar. TS forvetinin beceriksizliği, Volkan'dan beklenmeyen kurtarışlar, Carlos'tan arada izlediğimiz güzel futboldu akılda kalanlar. TSli Egemen'in yüreğiyle oynaması eminim Fatih Terim'in dikkatini çekmiştir. Sever Terim böyle topçuları. Gaz verdimi coşar bunlar. Guiza'nın ıslıklanması, Alex'in sahada gezinmesi, Semih girer girmez FB'nin bastırması ve taraftarın bu maçta adam gibi taraftarlık yapması da FB cephesi için aldığım notlardı. Böyle güzel futbolda gol olmaması üzücüydü açıkçası. Yine de baya zevkliydi maç. TS'liler kesin üzülecektir kaçan galibiyet için, FB'liler de sonuca sevindiler sanırım, ilk kez. Stadı terketmediler, helal olsun:) Ve yine ilk kez iki takımda hakem için TFF'ye ağlamayacaklar ya, beni asıl sevindiren bu oldu sanırım...

BEŞİKTAŞ-DENİZLİ MAÇINDAN DETAYLAR














Dün İstanbul'da bir bahar havası vardı. Hani derler ya tam maç yapılacak/izlenecek hava... Saolsun bianconeri arkadaşım maça gitme teklifinde bulundu. Bunun üzerine kazanın orada buluşup stata doğru yol aldık. Klasik maç öncesi sendromuna ayak uydurmak için çekirdek ve içkilerimizi kaptık, dolmabahçeye doğru yürümeye başladık. Maç öncesi her şey güzel... Stada giriş yaptık. Maç öncesi stat içi detaylardan benim gözlemlediğim; lige verilen araya rağmen statın %80 ini dolduran taraftarda heyecan göremedim(-). Oyuncular ısınmak için yavaş yavaş sahaya gelmeye başladılar. Önce denizlisporlu oyuncuların girişi ve ardından ıslık seli, 5 dakika geçmeden BEŞİKTAŞIMIN oyuncuları ve ardından alkış ve sevinç çığlıkları...


Oyuncular ısınma hareketlerine başlar başlamaz, Yusuf Şimşek'e sevgi gösterileri başladı. Yusuf'a yapılan bu sevgi gösterileri öyle klasik cinsten değildi, oldukça içten ve samimiydi. Şaşkınlığımı gizleyemedim ve bianconeri arkadaşıma döndüm. Helal olsun, bu sevgi selini beklemezdim dedim.


Daha önceden bianconeri ve sethras arkadaşlarımla Yusuf'un Beşiktaş'a transferini değerlendirmiştim. Açık söylemek gerekirse ben bu transferde pek umutlu değilim. İleriki haftalarda değerlendireceğiz birlikte. Çok kısa ön değerlendirme yapmak gerekirse; Yusuf, Deldago tarzı yani 10 numara olarak nitelendirdiğimiz bir oyuncu olduğundan takımı karıştırabilecek bir oyuncu olacak bence. Sonuçta Delgado iyi ya da kötü bu takımın beyni "10 numarası". Delgado sakatlandığı zaman Beşiktaş zorluk çekiyordu ve bu yüzden yedek bir 10 numara şarttı, ancak yusuf problemli bir oyuncu. Adam yaşlı ve futbolunun baharında, bu yüzden ilk 11 de yer almak isteyecektir. Tıpkı geçmişte olduğu gibi 10 numaralar birbirini yiyecekler ve futbolculardan birini kazanacağımıza kaybedeceğiz. Hele bu Delgado olursa üzülürüm. Bu konuyu fazla uzatmayacam, umarım ben yanılırım ve Yusuf taraftarın beklentisini yerine getirir. ileriki haftalarda Yusuf'u değerlendireceğim.


Maç başlarken Mustafa Denizli'ye Çarşı grubundan yoğun bir ilgi vardı. Kısaca taraftar Şampiyonluğa aç ve takım içi huzuru bozmak istemiyor ve Takıma enerji vermek istiyorlar.


Maç başladı ve maçın başından sonuna kadar Selçuk dereli imzası vardı. Bir maç böyle kötü katledilir. Bütün ikili mücadelelerde çok ters kararlar verdi, avantaja bırakması gereken foullerde oyunu durdurup maçı soğutma çabası içerisindeydi. Kartlarda çok yanlış davrandı. Zapo'yu direk kırmızı kartla oyun dışına attı. Özetle dün İnönü'de Selçuk Dereli'den başka hiçbir şey yoktu. Adam dikkatleri üzerine çekmeyi seviyor herhalde, ne diyeyim.

Maç için pozitif anlamda söylenecek çok bir şey yok. Beşiktaş genel anlamda kötüydü, üretken değildi. Benim gördüğüm; Beşiktaş hala bir takım olamamış, ara dönemi de iyi değerlendirmemiş gibi geliyor. Beşiktaşıma karşı hep iyimser olmaya çalışıyorum, ancak istikrarlı bir oyun ve kadro olmadığı sürece şans yanımızda olsun demekten başka bir şey bulamıyorum.

Dünkü maç için sahadaki oyuncuları kısaca değelendiriyorum.

Rüştü: Kalesinde kendine güvenen bir havası vardı. Denizli çok net pozisyona giremediğinden maç boyunca rahattı.
Zapo: Maç başından sonuna kadar soğuk kanlı oyunuyla dikkat çekti. Geride kalecisine en çok güven veren oyuncuydu.
Toraman: Maç boyunca orta saha ve defansta kritik müdahaleleri vardı. Hatasız oynadı.
Deli İbrahim: Sol back de mücadeleyi iyi sürdürdü, adam geçirmedi. Ancak ofansif anlamda çok zayıf kaldı. İleride topları fedakarca harcadı. Yaptığı ortalar adresi bulmadı.
Ekrem Dağ: Sahanın en çok çalışan oyuncularından biriydi. Ancak bu adamın dün sağ back de oynaması tartışılır. Adamın defansif özelliği çok iyi değil. Kanatlarda ofansif anlamda iyi, topa iyi basıyor, hızlı ve süratli. Gelecek vaad ediyor.
Sivok: Dün takımına güven veren oyunculardandı. Rakip takım atağa kalktığında hep presleriyle bunalttı.
Tello: sahanın en çalışkan adamıydı, her yere gitti. Anlaşılan ara tatili en iyi o değerlendirmiş. çok koştu, çalıştı. yeri geldi ön libero de yer aldı yeri geldi orta saha da 10 numara kimliğine büründü. Özellikle 2. yarıda atağa kalkarken topları onda toplayıp, dağıtmaya çalıştık. İsabetli pas yüzdesi yüksekti.
Serdar Özkan: Gol, onun yaptığı orta sonucunda geldi. Bir şeyler yapmaya çalışıyor, teknik olarak iyi bir oyuncu ama bu adam doğru yerde oynamıyor. Bence doğru yerde oynasa iyi verim alınabilir. Bana göre bu adamın esas yeri FM dilinde RW.
Yusuf Şimşek:Genel anlamda iyiydi. Ama tekniğini fazla konuşturamadı. İlk maçı olduğu için üzerine çok tepki almak istemedi. Buradan sağlamcı olduğunu görüyoruz. Şunu belirteyim ki dün 10 numara kimliğinde değildi.Fm dilince MC konumunda oynadı ve ara ara sol kanattan yardırdı. Bana göre Delgado'nun yokluğunda verilen şansı iyi değerlendirmedi.
Holosko: Geçen seneki holosko'yu mumla arıyorum. Bu adam yırtıcı, mücadeleci ve hırslı yapısı ile maçı açacak oyuncularda biri ancak dün ve bundan önceki birçok maçta bahsettiğim özelliklerini kaybetmiş. iddia ediyorum: bu adam eski kimliğini bulsun, burada ilgi toplayıp, Avrupa'da büyük bir takıma gitsin, Dünya Yıldızı olur. Abartmıyorum!!!
Nobre: sahanın en çalışkan oyuncularından biriydi. Rüştü'nün uzun toplarında gelen topları hava hakimiyeti ile olumlu yerlere dağıtmaya çalıştı. Top rakipte iken hep pres yaptı. Gerçekten hep koşuyor, mücadele ediyor. Beşiktaş'da böyle adamlara ihtiyaç var. Taraftarda Nobre'yi çok seviyor.
Cisse: buz adam. çok serin kanlı. Son transfer dedikodularına rağmen 2. yarıda baya yararlı gördüm. Ofansa da ara ara destek verdi. Son dakikalarda denizlisporlu oyuncu gole giderken çok kritik bir müdahesi vardı. Az kalsın maç 1-1 oluyordu.
Uğur İnceman : yorumsuz.
Serdar kurtuluş: Mustafa Denizli ilk yarıda Ekrem Dağ'ın sağ back de yararsız olduğunu görmüş ki serdar ı geriye çekip, ekrem dağa yol verdi. 2. yarıda sağ koridoru iyi kullandık. Ancak bu seferde serdar özkenın eksikliğini hissettik, sol kulvarımız öldü.

Arkadaşlar kendimi alamamışım fazla yazmışım. Bu kadar yeter. Son ufak notlarım:

-Beşiktaş kanatları kullanamıyor.
-İleriye top şişiriyor ve kendi sahasında paslaşıp çıkamıyor.

Yukarıda yazdığım iki maddede bahsettiğim hususlarda düzelelim, bir de takımdaki hırs bir-iki numara daha büyüsün. O zaman şampiyonluğa aday oluruz, yoksa çok zor.

Sonuç olarak, dün Beşiktaş takım olarak iyi değildi, ancak Denizli'nin zayıf bir takım olmasından dolayı rahat bir maç oldu. 3 puanı haneye yazdık.

Herkese Selamlar...

22 Ocak 2009 Perşembe

GS den imza ŞOV



Arkadaşım bianconeri açılış konuşmasını yapmış ve herkesin blogta neler hakkında yazacağından neler yapacağından bahsetmiş, bende GS den sorumlu bakan olduğuma göre GS den haberlerle yazıma devam edeyim.


Başlıkta da belirttiğim gibi GS nin dış transferde olmasada iç transferde imza şov yaparak rakiplerine bu konuda fark attığını düşünüyorum. Zaten Manc. City dışında dünyada dış transfere para ayıran bir takımda bu ekonomik krizde pek olacağa benzemiyor, o yüzden kuluplerde ellerindekileri kaçırmamaya özen gösteriyor. Belki bu ekonomik krizin en önemli faydalarından biride bu olur kulupler ellerindeki yetenekleri görüp onlardan yararlanmayı öğrenirler.


Mesela GS deki Semih Kaya, eminimki Inter ilgileniyor haberleri çıkmasaydı Semihle sözleşme yenilenmezdi ve GS nin yetiştirdiği bu genç yetenek GS ye faydalı olamadan takımdan gidecekti. Umarım bu arkadaşta bu imzanın hakkını verir ve sans verilirse nekadar iyi bir oyuncu olabileceğini kanıtlar.


Diğer imzalardan Servetin imzasına gelecek olursam bence bu 4lü içerisinde en imza attırılası Servet idi çünkü adam kafaya koymuş Avrupaya gitmeyi bu yüzden er yada geç bu sezon sonu olmasa da gelecek sezon mutlaka gidecektir. E giderkende takıma para kazandırmak lazım dimi, bu yüzden Serveti de kutluyorum helal olsun sana.


Ayhan ise bu imzayla Türkiyede GS den başka bir takımda oynamayacağı ve futbolu da burda bırakacağı sinyalini verdi. Ama kaptan geçen maçtaki gibi tozluk takmadan çıkarsan düşündüğünden daha erken yeşil sahalara veda edebilir veya imzanın karşılığındaki paraları alamayabilirsin. Aman dikkat...
Bu imzalar arasında kaleci De Sanctiste olsaydı imza şov 4x4 luk olurdu herhalde. Darısı De Sanctise inş çünkü italyan eldiven GS yi istiyor taraftar da onu istiyor o halde neden olmasın dimi?
Bu arada bir iç transfer haberide FB ve Galatasarayın Uefa daki rakibi Bordeaux dan. FB Carlos ve Alexle sözleşme yenileyerek kendi taraftarlarını mutlu ettiler. Ayrıca Carlosun 1 sene daha TR de kalacak olmasına GS li olarak seviniyorum çunku boyle kaliteli futbolcular ligin kalitesini arttırıyor ve aynı zamanda ligimizin tanınmasını sağlıyorlar. Son olarak ta Bordeaux takımıda kalecileri Ulrich Rame ile 2010 yılına akdar sözleşme yenilemişler hadi hayırlısı. umarım GS maçından sonra niye uzattık demezler...

YENİ BİR BAŞLANGIÇ


Pek yazamayacak olsam da benim için de farklı bir başlangıç olacak. Papaboubadiop'ta yazılara devam edeceğim elbette. E burda ne işin var be adam derseniz, burda da arada kanatlarda oynarız be abi...

Blogun isminin nerden geldiğini bilmeyenin olmayacağını tahmin ediyorum. Ömrü hayatınızda bir kere dahi CM/FM oynadıysanız, ya da oynayan bir arkadaşınızın yanında "ulen herkes bunu oynuyo, ne ki bu acep" merakıyla 10 dakika oyuna baktıysanız, ya da 2 tane oyun delisi arkadaşınızın muhabbetine 2 dakika kulak verdiyseniz bunu bilmiyor olamazsınız. Aslında bilmiyor da olabilirsiniz...

Blogun isminin ne demek olduğunu söylemeden isim konusunu kapatıyorum. 8 aylık Kiwi acele edip UEFA yılın takımını yazmamış olsaydı, blog için bir giriş niteliğinde olacaktı bu yazı. Gerçi Kiwi yazmasa kimsenin de başlayacağı yoktu...

Takım 6 kişilik. Halısaha maçı yapsak dengeli bir takım olurduk. Kiwi ile Deepman dönüşümlü kaleye geçerdi, Ömer26 ile Kiwi&deepman ekürisinden biri savunmada, Silvereng DM tadında, Sethras AMC, bendeniz de beleşçi... Bu gereksiz detaydan sonra konuya giriş yapayım...

Adı futbol koksa da farklı bir tadı olacak bu blogun. Birbirinden bu kadar alakasız şeyler 1 milyoncuda bir de burda bir araya gelir heralde...

Omer26 Eskisehirspor muhabbetini sektirmez. Sinema yazar, oyun yazar ama konuyu Eskişehir'e kesin bağlar...

Kiwi hevesli bu işe. Boş da olsa bi iki post bırakır. Kendisine sorsak herşeyi yazar. Evinde EPL olmasının avantajını kullanmalı. Super Lig için de uygun bir aday ama tarafsızlığı konusunda soru işaretlerim var. Galatasaray yazar, dizi yazar, gece hayatına akar, çapkınlık yapar, ıghh pardon yanlış yere girdik...

Sethras, uluslararası platformdan fırsat bulursa yazar. Beşiktaş'ı ona emanet ediyorum. Mitolojik kahramanım benim, kendini futbolla kısıtlama WoW yaz, fantastik yaz, sonra başka ne yazmak istersen yaz... Yoo onu yazma...

Silvereng farklı bir platformun adamı. Borsadan arada haberdar et bizi hemşo. Beşiktaş konusunda farklı 3 bakış açısına şahit olacaksınız. Sethras-Silvereng ve ben... Arada blogda çelişkili yazılar görürseniz, göndericiye göre değerlendirin lütfen...

Deepman, sayın Admin'im. Bu aralar sen yazamazsın zaten. Zaten pek yazan biri de değilsin. 4 büyüklerden Ts yaz, Es-Es yaz, Anadolu yaz, müzik yaz, at yarışını diğer tarafta yaz. Doğduğun toprakları da terk eyleme...

Ben arada bir uğrayacağım buralara, ben yokken arkadaşlar ihmal etmezler burayı. Haa baştan söyleyeyim, kimse mesai saatleri içerisinde bir şeyler beklemesin. Akşamları, öğle araları, cuma 5'ten sonra falan yazarız ancak...

Arada aramıza başkaları da katılabilir. Castaway'i bilgisayar teknolojileri Ana Bilim Dalımıza başkan olarak bekliyoruz...

Umarım amatör hevesimiz kırılmadan, gittiği yere kadar devam ederiz.

En güzel yanı da bir gün ayrılsak da buradan devam edebilecek olmamız...

Blogumuz vatana millete hayırlı uğurlu olsun der, ipi ortasından keserim...
P.S. Fotoğrafa takılmanızı ve nedir ulen bu edasıyla çözmeye çalışmanızı tavsiye etmem. Koyacak birşey bulamadım. Alakasız olsun diye Carnot çevrimi koydum...

21 Ocak 2009 Çarşamba

Team of the year 2008




FIFA dan sonra UEFA kullanıcıları da 2008 yılının takımını seçmiş.




Team of the Year 2008:Iker Casillas (Real Madrid CF & Spain); Sergio Ramos (Real Madrid CF & Spain), John Terry (Chelsea FC & England), Carles Puyol (FC Barcelona & Spain), Philipp Lahm (FC Bayern München & Germany); Cristiano Ronaldo (Manchester United FC & Portugal), Xavi Hernández (FC Barcelona & Spain), Cesc Fàbregas (Arsenal FC & Spain), Franck Ribéry (FC Bayern München & France); Lionel Messi (FC Barcelona), Fernando Torres (Liverpool FC & Spain). Sir Alex Ferguson (Manchester United FC)



Kadrodaki birçok isim FIFA tarafından seçilen ilk 11 de de yer almaktadır, demek ki bu arkadaşlar gerçekten 2008 deki performanslarıyla herkesin begenisini kazanmış gözüküyor. İngilterenin geçen yaz Avrupa arenasında boy gösterememesi ise Lampard veya Gerrard gibi ortasaha beyinlerinin ve geçen seneki performasnlarıyla takımlarını sırtlamıi bu oyuncuların bu kadroda olmamasına neden olmuş gibi gözüküyor. Halbuki geçen seneki Xavinin veya Fabregas ın performanslarından altta kalır bir performans sergilemedikleri kanaatindeyim.
Değineceğim bir başka konu ise oyuncuların oynadıkları liglere dikkat ettiyseniz EPL ve La Ligadan başka bundesliga dışında oyuncu bulunmamaktadır ve EPL nin bence birkez daha ne kadar üstün ve kaliteli bir lig olduğu kanıtlanmıştır. Darısı bizim lige yada oynayan oyunculara inşallah.