19 Şubat 2010 Cuma

Avrupa Takımı Galatasaray


Futbolda uluslararası tecrübenin ne kadar önemli olduğunu dün akşam hem Galatasaray hem de Fenerbahçe maçlarında görmüş olduk. Geçmiş senelerde böyle maçlarda maçın başında gol yediğimiz zaman maçlar farka gidiyordu. Artık takımlarımız da tecrübelenmişler olsa gerek oyun disiplininden kopmadan da maç götürebiliyorlar.

Dün akşam Galatasaray gol yediği zaman dilimi de dahil olmak üzere gayet sakin oynamaya devam etti. Galatasaray da Atletico Madrid de pozisyonlar buldu. Galatasaray geride sabit adamlar bırakarak rakibe geniş alan bırakmamayı başardı. Galatasaray 'ın hücum bölgesine Arda, Keita ve zaman zaman da Elano ve Mustafa Sarp ile geldi. Forvetsiz Galatasaray olmasaydı bu maçta daha etkin bir Galatasaray seyredebilirdik işin doğrusu. Keita 'nın driblingleri , süratli futbolu Türkiye'de yeterince açık alan bulamasa da dünkü maçta çok işe yaradı.


Galatasaray'ın en sorunlu adamı Dos Santos olarak gözüküyor. Bu çocuğun ne yapmaya çalıştığı belli değil. Hücumda toptan kaçıyor, savunmaya yardım etmiyor. Sorumluluk alma isteği neredeyse sıfır. Galatasaray'da Arda,Elano ,Keita defanstan top taşıyor, pas atacak adam arıyorlar, Dos Santos ileri köşede bekliyor. Ayağına top geliyor, taç çizgisinin kenarında topu geri arkadaşına veriyor. Bunun anlamı teknikten öte bir vaka. Sorun psikolojik, kendisinin de dediği gibi özgüven eksikliği kesinlikle var. Fiziksel olarak yeter durumda olduğunu Rijkaard'ın oynatma ısrarından anlıyorum. Galatasaray bu çocuğu kiraladı ama Galatasaray 'ın istediği hazır adam bu değil. Galatasaray kiralık bir oyuncu hazır duruma getirecek ne yetiştirme yurdu, ne de onun psikolojisini düzeltecek rehabilitasyon merkezi...


Yenilen gol güzel bir gol,güzel olmasına güzel de gol resmen geliyorum dedi. Atletico'nun duran toplardan etkili olduğu sahip olduğu futbolculardan belli, diyelim ki haftasonunda Barcelona'ya attıkları golü izlemedin, geçen sezon ki takım arkadaşlarının idmanlarda nasıl topa vurduklarını da mı bilmiyorsun, hadi onu da geçtim insan kendini bilmez mi? 2 kişilik barajın az geleceğini , kalede nasıl ,nerede durması gerektiğini benim anlatacak halim yok. Yaş olarak yeterince büyük sayılmam ancak çocukluğu gençliğinde kalesinde Taffarel'i Mondragon'u gören ben Leo Franco'ya da bir türlü ısınamadım. Dün çıkardığı bir kaç pozisyon vardı ancak Galatasaray'ın kalecisi olacak kişi onları zaten kurtaracak, böyle abuk sabuk goller yemeyecek. İnanıyorum ki sezon sonunda bununla yollar ayrılacaktır.


Maçın iki tane kırılma noktası vardı, biri onların topunun direkten dönmesiyle o anda değişen kazanma inancı, diğeri de çok iyi toplar çıkaran De Gea 'nın yerine Asenjo'nun kaleye geçmesiydi.


Herşeye rağmen dünkü oynanan futbol Rijkaard'ın eseriydi, kimisi ona teknik direktör değil gözüyle baksa da Antalya maçında Servet'i forvete alması , gerektiği yerde cesur kararlar alması onun Galatasaray'a bakış açısını gösteriyor. Galatasaray'ı hakettiği yerlere getirmesi zor olmayacaktır.
Maçın Yıldızı: Arda Turan-Abdul Kader Keita
Maçın Hayal Kırıklığı : Dos Santos- Forlan

Hiç yorum yok: