29 Mayıs 2009 Cuma

Adam Gibi Adam Hasan Şaş ' a Veda


Futbolculuğu , yetenekleri ,Galatasaraylılığı tartışılmayacak kadar iyi olan ve 500 maçta forma giymiş Hasan Şaş bu sezon kesin olarak ayrılıyor. UEFA kupası zaferinde imzası olan son futbolcuylan da yollar ayrılmış oluyor. Hasan bugün gazetelere yansıyan demecinde şunları söylüyor.

"Acısıyla tatlısıyla 11 koca yılım geçti Florya’da. Veda etmek kolay olmadı. Tüylerim diken diken oldu. Ayrılık vakti geldi. Başta yöneticiler, teknik direktör Bülent Korkmaz olmak üzere kimseye kırgın değilim. Beni üzen tek olay, canım kadar sevdiğim taraftarımızın tepkisi oldu. Ben, 11 yıl boyunca şerefimle taşıdığım G.Saray forması altında 500 maç oynadım. Umarım bundan sonra benim durumumdaki futbolculara sahip çıkarlar. Sezon başında, ’ayrılık sırası bana da gelecek’ demiştim. Ayrılık zamanını kabullenmek ve üzerine düşen görevi yapmak gerekir. Ama bu şekilde ayrılacağımı hiç düşümemiştim. Bana gösterilen tepkiler yüreğime oturdu. Galatasaray formasına veda ettim ama Galatasaraylılığım ölünceye kadar sürecek. İçimdeki Galatasaray aşkı hiç bitmeyecek."

Galatasaray taraftarları içinde önemli bir kısım oynadıkları süreç içerisinde özellikle Hakan Şükür ve Hasan Şaş'ın kıymetini bilemediler. Galatasaray en büyük başarıları son 10 yılda aldıysa Türk futbolcular içerisinden üçünün hakkı ödenemez. Bu kişiler Hakan Şükür, Bülent Korkmaz ve Hasan Şaş'tır.

Hasan en parlak zamanında Galatasaray'dan ayrılmadı. Bu asılsız bir iddia değildir. Abdurrahim Albayrak "Arsenal yetkilileri İstanbul'a geldi ve Hasan'ı istedi. Görüşmeleri ben yürüttüm. 9 milyon Dolar teklif ettiler. Biz ise 10 milyon Dolar'da ısrar ettik. Ve sırf o 1 milyon Dolar yüzünden gerçekleşmedi transfer. Çok istekli görünüyorlardı, biz de 1 milyonu da verirler diye direttik. Ama İngilizler böyle işte, vermediler ve vazgeçtiler" diyerek bu konuda son noktayı koydu.

Bir başka açıklamada ise Fatih Terim, 2002’de Ritz Carlton Oteli’ndeki o güzel kravatını taktığı imza töreninde, “Hasan Şaş kalacak mı?” sorusuna, “Zaten o Adanalı. Bir yere gidemez” cevabını vererek, bir anlamda “Ne de olsa hemşehrim. Zaten onu Galatasaray’a getiren de benim” demiştir. Şaş böylece Terim’e de vefa borcunu ödemiştir.

Hasan Şaş , daha çocukluğundan böyle bir futbolcu olacağı belliymiş. Adana'nın Karataş ilçesinde sokakta top oynadığı zamanlarda arkadaşlarına "Galatasaray forması giymeden ölürsem rahmet okumayın " diyecek kadar Galatasaraylıdır. Galatasaray maçlarda dara düşse taşın altına elini koyacak adamdır. Yeri geldi dama taşı gibi yeriyle oynandı , yeri geldi rakip takım taraftarlarından yumurta yedi. Ama hiç biri kendini bilmez bir holiganın bile olsa kafasına attığı telefon kadar ağır olamazdı. Galatasaray takımına bu kadar katkısı varken , bu kadar yıllık emeği varken kaptanlık sezon başında Ayhan ve Ümit Karan'a verildi. Bu takımda sakat bile olsa birinci kaptanlık Hasan 'ın hakkıdır. Hangi zihniyet Ümit Karan'a kaptanlık verir de Hasan Şaş'ı geride bırakabilir? Bir yanda herşeyini takımına vermiş bir adam , bir yanda aklı futbolda olmayan bir adam. Sen o kaptanlığı Hasan'a vermezsen eğer yarın öbür gün çıkar 22 yaşındaki Arda da kaptanlığı ister , 24 yaşındaki Sabri de...

Hasan'ın ruh halini anlamak için psikolog olmaya gerek yok. Sezon başında Skibbe ona sağ bekte oyna dedi, gıkını çıkarmadı. Elinden geldiğince oynadı. Sakatlandı , kimse onu aramamasına rağmen çalışmaya devam etti. Sakatlıktan yeni çıkmış olmasına rağmen kaptanı Bülent ondan yardım istedi. Çıktı Hamburg maçına o haliyle oynamaya çalıştı. Ülkenin en iyi çalım atan , top tutan adamını bitirdiler. Helal olsun onlara...

Gün gelir elbet birileri Hasan 'a itibarını iade ederler.

Hiç yorum yok: