26 Mayıs 2009 Salı

İstikrar Gerçekten İstikrar Mıdır?


  • Ligimizde daha önceki sezonlarda olduğu gibi teknik adam değişikliklerinin sık olduğunu gördük. Bu teknik adam değişiklikleri çoğu zaman olumlu yönde değişiklikler olduğunu görmemiz gerekir. Geçtiğimiz hafta Atv'de bir tartışma programında bazı teknik adamlar ve spor yazarları katıldı. Bunların arasında Abdullah Avcı, Tolunay Kafkas, Metin Yıldız, Rıza Çalımbay, Ziya Doğan gibi isimler yer alıyordu. Ülkemizde çeşitli kanallarda sezon sonunda veya sezon başında teknik adamlar toplanır, sorunlarını anlatırlar. Genel ortak sorun istikrarlı bir şekilde takımda devam edememelerini gösteriyorlar. Hep de Premier Lig'i örnek verirler, örnek de üç aşağı beş yukarı aynıdır. Ferguson, Wenger vs....
  • Ülkemizde sezon ortasında teknik adamların yollanmasında sadece kulüp yöneticileri mi suçludur diye insan sormadan edemiyor. Bu sezon teknik adam değişikliği yapıp, kötü giden takımı zirveye taşıyan antrenörler gördük. Bunların başında Bursaspor, Beşiktaş, Ankaragücü, Trabzonspor geliyor. Bu saydığım takımlardan Bursaspor küme düşme hattından gelip, Galatasaray'ın elinden Avrupa Ligi biletini alacak hale geldi. Beşiktaş , Galatasarayla Fenerbahçe'nin gerisinden gelip 10 puan önüne geçti. Trabzonspor ligde bir iddasının kalmadığını düşünerek Ersun Yanal'ı yolladı, bugün şampiyonluk şansı var. Ankaragücü ligin sondan üçüncü takımıydı, Hikmet Karaman geldikten sonra 8 maçta 5 galibiyet, 3 mağlubiyeti var. 3 mağlubiyeti de Bursaspor, Beşiktaş ve Galatasaray'dan aldı. Şu anda küme düşme gibi bir sıkıntısı da kalmadı.
Teknik direktör değişikliğine rağmen genel anlamda bir değişiklik görmediğim takımlar ise Gaziantepspor, Denizlispor'du. Teknik adam değişikliğinin kötü etkilediği iki takım var. Biri Galatasaray diğeri de Hacettepespordu. Galatasaray gerek futbol olarak, gerek takım içi sorunların artması olarak, gerekse de ligde aldığı skor ve sıralama açısından ligde geri kaldı. Hacettepespor, Osman Özdemir 'in ayrılması itibarı ile ligde bir türlü belini doğrultamayan bir takım görüntüsü verdi. Bu sezon ligden düşen ilk takım olan ünvanını kazandı.

Ankaragücü örneğinden sonra Denizlispor'da genel anlamda bir değişiklik olmadığını söyledim. Fakat Mesut Bakkal takıma geldiği ilk haftalardaki performansı gayet iyiydi. 8 maçta 5 galibiyet 2 beraberlik 1 mağlubiyet. İlk mağlubiyeti de ilk antremanına çıkmasının ertesi günün de oynadığı Antalyaspor'dan almış.

Teknik adam değişiklerinin sihirli bir değnek gibi bambaşka bir takım yarattığını düşünmüyorum. Sorunun futbolculara dayalı düzende olduğu açık. Bir takım da yolunda gitmeyen şeyler oluyor , futbolcu cezayı teknik adama kesiyor. Teknik adam yollandıktan sonra takım başarısız gidecek olursa sıranın futbolcuya geleceğini futbolcu da biliyor. Yeni teknik adam akrabası olmamasına rağmen bütün gücüyle oynuyor, kazanınca da " bu galibiyeti xxx hocaya armağan ediyorum" diyor.

Geçen sezon ki şampiyonluk Feldkamp, Hakan Şükür ve Hasan Şaş'ın olduğunu kabul etmemiz gerek. Feldkamp kondisyonu iyi, mücadele edebilecek bir takım bıraktı. Futbolcu cemaati oynamak istemeyince Feldkamp Galatasaray'a çok büyük bir iyilik yaparak takımdan ayrıldı. Hakan Şükür de takımda en saygı duyulan, Galatasaraylılığı anlatan bir abi olarak görevini getirdi. 6'da 6 yaptı.

Peki bu sezon yapılan Bülent Korkmaz değişikliği niye tutmadı derseniz cevabı çok açık. Geçen sezon futbolcular Feldkamp'ı sevmiyordu, ama Skibbe gitsin diye bir dertleri yoktu. Lincoln bile Galatasaray'da oynadığı en iyi performansları Skibbe zamanında koydu. UEFA kupasında çok iyi sonuçlar aldı. Skibbe'yi basit maçlarda alınan olumsuz skorlar gönderdiği gözüküyor. Galatasaray, Skibbe'yi göndermekle hata yaptı.

Aziz Yıldırım bu sene bir fırsat kaçırdığını düşünüyorum. Futbolcu grubu Aragones'i sevmiyordu. Takımın başına kariyerli olmasına gerek olmadan Rıdvan Dilmen, Oğuz Çetin, Hooijdonk gibi isimlerden birisini devre arasında getirseydi bu sezon şampiyon olurdu. Aziz Yıldırım geçen sezonki yürüyerek şampiyon olmalıydık, söylemini bu sene gerçekleştirebilirdi.

Çözüm olarak da her takımın başına başarılı olmuş eski futbolcularını futbol şubesinin başına getirmesiyle çözülür. Bu tek bir isim olması gerekmez. Mesela Galatasaray'ın futbol şubesinin başına Hakan Şükür ve Bülent Korkmaz, Fenerbahçe'de Rıdvan Dilmen, Hooijdonk getirilebilir. Teknik direktörlerin eli kuvvetlenirse, takımlarda disiplin yakalınırsa kulüpler daha başarılı olacaklardır.

1 yorum:

Togi dedi ki...

Teknik direktör değişimlerinin sık yapılması artık bizim ülkemizde çok alışılagelmiş bir şey. Sonuçta teknik kapasite bi yere kadar, eğer elinde malzeme yoksa gerisi vız gelir. Zaten böyle olmasaydı, şu ana kadar Aykut Kocaman, Abdullah Avcı, Ersun Yanal ve diğerleri kim bilir neler çıkarırlardı. Mesela bir Sivas örneği var ki, bu sene de tepeye oynayacakları geçen seneden belliydi. Adamlar koşuyor, yüksek derecede mücadele ediyor. Adamlarda işler güzel işliyor. Mesela devre arasında yapılan transferlere bak. Kamanan ve Murat eRdoğan. Bu iki oyuncunun da birçok maçta kritik skoru etkileyen hamleleri oldu. Kısaca Türkiye Ligi'ndeki hocaların kapasiteleri yeterlinin biraz üzerinde bence, ama malzemeleri çok iyi değil. Sonuçta kaynak ayıramıyorlar ya da ayırmak istemeyip bu işi ticaretaneye çeviriyorlar. >ÖR: Gençlerbirliği, GAziantep.

GS'den Skibbe'nin gitmesi bence doğruydu, ama yerine Bülent'in gelmesi doğru olmadı. Ama şu bir gerçek Skibbe'li GS hem Uefa'da hem de ligde daha başarılı olurdu.

FB'de Aragones olayı, teknik kapasitesi sağlam, Dünyaca ünlü bir teknik adam bulunmadan çözülmez. Bahsettiğim adam bulunursa Aragones'i direk çizerler...