30 Haziran 2009 Salı

Fatih Tekke'yi Alan Yok Mu?


Bugünkü haberlere göre Zenit St. Petersburg Fatih Tekke'yi satış listesine koymuş. Şu anda Beşiktaş 'ın forvet hattında yeterli alternatif oyuncular bulunuyor, fakat özellikle Galatasaray'ın bir tane Türk forvete ihtiyacı var. Geçtiğimiz sezonlarda Galatasaray'ın forvet hattı oldukça genişti. Şimdi ise Baros ile Nonda'ya kalmış gözüküyor. Bir tane yabancı forvet alsa bile yabancı sınırlamasından dolayı bir Türk forvet alması gerekiyor. Fenerbahçe ve Trabzonspor da bu ihtiyacı duyan takımlar arasında gözüküyor. Çok iyi bir alternatif olabileceğini düşünüyorum. Tekke için büyük bonservis bedelleri istenmeyecek olması, UEFA kupası finalinde oynamış bir futbolcuya bu kadar uzak kalınmasını anlamıyorum. Tekke'nin önceliğinin Trabzonspor olduğunu açıklamasına rağmen, geçen sezon forvet hattında çok sıkıntı yaşayan Trabzonspor'un bu oyuncuyu kadrosuna katmamasına anlamak gerçekten zor. Şayet bu oyuncuyu özellikle Galatasaray ve Trabzon almazsa çok üzülürler.

Anteplilerin Ahı Tuttu!


Geçtiğimiz hafta Beşiktaş'ın yaptığı en iyi transfer İsmail Köybaşı oldu. İsmail 'i bu sezon genel olarak sol bekte izlesek de sol açıkta da yararlı olabilecek bir futbolcu. En büyük yeteneği çok iyi orta açması olarak söyleyebilirim. En beğenmediğim tarafı savunma kapasitesi henüz İbrahim Üzülmez'i takımdan kesecek seviyede olamaması. Transfer açıklandığı zaman Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl pazartesi günü katıldığı bir spor programında "hiçbir oyuncumuzu satmayacağız " demesinin üzerinden iki-üç gün sonra "“Sayın Erdoğan Demirören benim babam gibidir, bizde hatırı var. İsmail'in transferi için Erdoğan Bey’le görüştük, pazarlık yaptık. Bitme aşamasında Yıldırım Demirören de dahil oldu” diyerek Gazianteplilerin tepkisini çekti. Kimse de Beşiktaş'ın 6 milyon euro ve iki futbolcu vereceğine de inanmıyor. Antepliler biliyor ki Demirören ile Kızıl'ın aralarındaki bağ babadan daha yakındır. Zaten görünen köy kılavuz istemiyor. Hafta başında oyuncu satmayacaz, hedefimiz var diyen başkanın 2-3 gün içinde bu transferi oldu bittiye getirmesinden dolayı Antep taraftarları içinde yoğun tepki gösterdi.
Ertesi günlerde Davutpaşa’da inşaatı tamamlanan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Polis Eğitim ve Kongre Merkezi’nin (PEKOM) açılış törenine katılan işadamı Erdoğan Demirören havuza düştü.
Bu haber üzerine başka bir şey söylenemez. Geçmiş olsun

Dede Fener'den Ayrıldı

Dede, önce Euro 2008 ile omuzlarda, şimdileri ise taban yapmış durumda... 2008-2009 sezonu başında büyük umutlarla Fenerbahçe'nin başına getirilen Luis Aragones nam-ı diğer DEDE, Fenerbahçe Kulübü ile yollarını ayırdı. Sarı-lacivertli kulübün, teknik direktör Aragones ile anlaşmaya vardığı ve sözleşmenin fesh edildiği öğrenildi.
Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada da, akşam antrenmanında takımın başında yer alan Christopher Daum için, 'yeni teknik direktörümüz' şeklinde bahsedildi.

Geç de olsa Dede'nin gitmesi Fenerbahçe'nin işine gelmiştir. Fener'de bi toparlanma süreci göreciğimiz kaçınılmaz gözüküyor. İzleyelim, görelim.

SARKY Analizi


Mayıs ayında dayanıklı mal siparişlerinin %0,5 azalması bekleniyordu ancak %1,8 arttı. Makina siparişlerindeki %7,7 ve taşıt araçlarındaki %3,6’lık artış endeksin beklenmedik artışını sağladı. Yıllık bazda bakıldığında siparişler %23,3 azaldı. Bu oran Nisan ayında %24,5 ti. Büyüme yönündeki bu sinyal hammadde fiyatlarının yükselmesini sağladı.Bakır üreticisi Freeport, alüminyum üreticisi Alcoa yükselişler sergilemeye devam ediyor. Bu bilgi için bir tarafta kalsın.


Kısa vadeli teknik analizine bir miktar değenirsek; son kapanışını 2,13 den gerçekleştiren tahta, 2,12 düşüş trendindeki direncini geçici olarak kırdığını söyleyebiliriz. Bnm sayımlara göre yukarı hareketlerde ilk direnç noktası 2,15 seviyesi ki bugün o noktadan dönmüş. Ardından sırası ile direnç hedefleri 2,21-2,25 değerleri dikkat çekiyor. Verilen değerler bu hafta sonuna kadar geçerlidir.Aşağı hareketlerde çalışmasını beklediğim destek noktaları öncelikle 2,09 ve ardından 2,01 dir.


Yatırım tavsiyesi değildir.

29 Haziran 2009 Pazartesi

Analiz Gerçekleşti ($€)


İki hafta önce yapılan Ulker analizi gerçekleşti. 2,45 den ufak ufak düzeltmelerle önce 2,64 daha sonra 2,68 görüldü ve analiz gerçekleşti. Kar marjı %9,4, süre iki hafta. Afiyet olsun...


İki hafta önce yapılan analiz aşağıdaki linktedir.

Transfer Listemde Son Durum

Transfer Listemdeki 37 oyuncudan 15'i kulübünden ayrıldı.
http://downbothflanks.blogspot.com/2009/06/transfer-gozdelerinden-sampiyonlar-ligi.html

  1. İsmail Köybaşı / Gaziantepspor>>>>>>>>>>>>>>>>>>Beşiktaş
  2. Bekir İrtegün / Gaziantepspor>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Fenerbahçe
  3. Engin Baytar / Gençlerbirliği>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Trabzonspor
  4. Ferhat Öztorun / Manisaspor>>>>>>>>>>>>>>>>>>> Trabzonspor
  5. Bilica / Sivasspor >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Fenerbahçe
  6. Hasan Şaş / Galatasaray>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
  7. Tijikuzu / İstanbul Büyükşehir Belediyespor>>>>>>>>Trabzonspor
  8. Serdar Kulbilge / Kulüpsüz>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Gençlerbirliği
  9. Mehmet Topuz / Kayserispor>>>>>>>>>>>>>>>>>> Fenerbahçe
  10. Mustafa Sarp / Bursaspor >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Galatasaray
  11. Orhan Şam / Hacettepespor>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Gençlerbirliği
  12. Özer Hurmacı / Ankaraspor>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Fenerbahçe
  13. Serdar Kurtuluş / Beşiktaş>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Gaziantepspor
  14. Ferdi Elmas / Galatasaray>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
  15. Taner Gülleri / Kocaelispor>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> İstanbul Belediye

Hepimiz Birer Lincoln Olmak İsteriz


Dün gece tüm Galatasaray taraftarları şok bir haberle sarsıldı. Dün gece Kanaltürk'teki renkli abilerin oturduğu programa bağlanan Süleyman Rodop , Lincoln ile ilgili şok iddalarda bulundu. Rodop'un iddasına göre
1-Lincoln evde yiyeceği yemeği tesislerde pişirtip ,eve paket yaptırıyormuş.
2- Lincoln bakkala su ve içecek parası vermemek için kasa kasa su ve meyve sularını eve götürüyormuş.
3- Lincoln'ün parasını kulübün ödediği fizyoterapistinin yemek ve içecek ihtiyacı Florya'da gideriliyormuş.

Tamam anladık, Lincoln normal bir futbolcu değil, profesyonel hiç değil. Adam zaten gitti gidiyor, hala daha yok idmana çıkmadı, yok meyve suyuna para vermiyor diyerek buradan da karalamaya gerek yok. Bizim insanımız Lincoln'ün aldığı paraya, bindiği arabaya, birlikte olduğu kız arkadaşına, Florya'ya arkadaşını getirmesine , istediği zaman tatile gitmesine , bir maçlığına kaptan çıkmasına, oyundan alınırken agresif hareketlerine , hatta sağa bakıp sola pas vermesine bile kıl olduğumuz gibi ülkemize su , yemek ve tuvalet parası bırakmadığı için taraftarlar daha da kıl olmuştur. Çünkü hepimiz birer Lincoln olmak isteriz, istediğin kadar para, istediğin arabaya binme özgürlüğü, istediğin zaman işe gitme özgürlüğü , istediğin gibi manitanın olması herkes ister ; üstelik bütün bunlar için sadece futbol oynaman gerekiyorsa bir insan daha ne ister?

28 Haziran 2009 Pazar

Kartal Yuvaya Döndü

Nihat, hafta içinde yuvaya döndü. Şimdi kafadaki sorular şu yönde: Nihat, Beşiktaş'a faydalı olur mu? Olursa derecesi ne olur?
Şu anda gelen Nihat Kahveci, Daum zamanında giden Nihat Kahveci'den çok daha iyi. Bu yüzden Beşiktaş'a faydası kesinlikle olacaktır. Çabuk bir oyuncu olması, dribblinglerinin iyi olması rakip defanslar için her zaman tehdit oluşturacaktır. Buna ek olarak Nihat'ın ayak tekniği takımdaki birçok oyuncuya göre daha iyi. Hem frikikler hem kornerlerde çok faydası olacaktır. Özellikle şampiyonlar liginde duran toplar çok önem arz edecek. Beşiktaş sol taraftaki korner ve frikikleri çok verimsiz kullanıyordu. Nihat'ın gelmesiyle sol taraftaki duran topları Nihat ve sağ taraftaki duran topları Tello kullanacak bu sene. Ve bu tür posiyonlarda Beşiktaş'ın önümüzdeki sene içerisinde çok verimli olacağını düşünüyorum.

24 Haziran 2009 Çarşamba

Football Manager Transfer Önerileri




Football Manager 2009 İkinci Sezon Notları






Öncelikle Gaziantepspor'daki ikinci sezonumu 8.ncilikle tamamladım. İlk sezon yaptığım yeniden yapılanma meyvelerini vermeye başladığını söylemek mümkün. İlk sezonda takımda para edebilecek oyuncuları yollayıp, gelen parayı genç oyuncu transferlerinde kullanmıştım. İlk sezonumda 63 gol yiyen bir takım iken ikinci sezonda 43 gol yiyen bir takım haline geldik. İlk sezon takımda forma giyen bütün savunma hattını değiştirdim.

Free Transferlerim
Kalede Murat Şahin'in yerine Aykut Erçetin
Savunmaya Aydın Toscalı, Sedat Bayrak, Lamine Traore,İliasu Shilla( devre arası)
Orta Sahaya Serkan Balcı, Hüseyin Çimşir

Bu yaptığım transferlerin içinden Serkan Balcı ve Traore haricinde epey verim aldığım söylenebilir. Traore ve daha önce 150000 pounda aldığım genç Sercan Temizyürek'i Rizespor 2.5 milyon euroya satmam. Serkan Balcı ve Archubi'yi 3 milyon pounda Beşiktaş'a satmam takımın bütçesini rahatlattı. Ancak 2.sezonun devre arasında aldığım iki yabancı var ki bunlar takımın dinamosu oldular. Biri İlius Shilla, diğeri Benfica'nın satışa koyduğu Binya...

Beto, 2 . sezonunda gol krallığında ikinci olmasının yanı sıra Türk vatandaşlığına geçişiyle sözleşmesini daha da uzattım.

Ligin en büyük süprizi Gençlerbirliği'nin şampiyon olmasıydı.

Takımım ligin ikinci devresinde atağa kalkmıştı ki. Son iki ay kala kırmızı kart yemiş futbolcuya verdiğim cezayla birlikte diğer futbolcuların protestosu takımın ritmini bozdu. Bir oyuncuya ceza verdim diye bir çok futbolcu sanki kendilerine ceza vermişim gibi kovulacakmıyım diye kendini sorgulamasıyla uefa şansını çöpe atmamıza neden oldu. Bu oyun da taktik de futbolcu kalitesi de önemli ancak futbolcuların morali bozulunca başarı gelmediği kesin.

Üçüncü sezona başladım. Süper transferler yaptığımı söyleyebilirim.Üçüncü sezon da hedef UEFA kupasına katılmak. Bunlardan en bildik olanı ikinci sezonun sonunda sözleşmesi biten Servet Çetin 'i kadroma dahil etmek oldu. Nijerya Ümit Milli takımın forveti ile ilgili aldığım duyumlar da sevindirici onlar hakkında bilgileri 3. sezon sonunda bildireceğim .

Aziz Yıldırım'ın Galatasaray Forması Giymesi Üzerine


Eminim bugün gazeteleri takip edenlerin gördüğü bir haber vardı. Mehmet Yılmaz'ın haberine göre Aziz Yıldırım , Galatasaray başkanı Adnan Polat'tan Arda Turan'ı istemiş. Aziz Yıldırım 15 Milyon euro peşin para teklif etmiş. Karşılıklı esprilerin yapıldığı Haldun Üstünel'in aralarında yapılan sohbet baya gırgır geçmiş. Aziz Yıldırım, daha da ileri giderek "Arda, Fenerbahçe ’ye gelirse söz veriyoruz biz de imza töreninde Galatasaray forması giyeriz" diyecek hale gelmiş.

Aziz Yıldırım'ın Galatasaray forması giymesi fair play anlamında güzel bir olay olacaktır. Formayı giymesi için illa ki Arda'yı almasına gerek yok. Galatasaray Carrusca'yı Fenerbahçe'ye versin, eminim Adnan Polat da Fenerbahçe forması giyecektir. Aziz Yıldırım Galatasaray forması giymeyi göze alması, Arda 'nın ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu ortaya koyuyor.

Yalnız uğruna Galatasaray forması giymeyi göze aldığı futbolcu için hiç de hak ettiğini parayı teklif etmemiş. Mehmet Topuz'un 10 milyon euro ettiği bir ülkede Arda'nın değeri en az 30 milyon euro. Aziz Yıldırım biraz cimri davranmış.

Aziz Yıldırım'ın doğru dediği bir şey var. 3 büyükler arasında futbolcu alış verişinin olması gerektiğine katılıyorum. Bir futbolcu hak ettiği parayı buluyorsa rakip takıma bile oyuncu satabilmek gerekir.

Bu arada Adnan Polat'ın da bu sözlerin altta kalmayarak Gökhan Gönül misillemesi hoşuma gitti doğrusu.

Son iki gündür Aziz Yıldırım'ın güzel bir yüzünü görmek sevindirici. Dün kulüpler birliği toplantısına geç gelen Adnan Polat ve İbrahim Yazıcı'ya yaptığı espri , bugün haberlere yansıyan bu olay Aziz Yıldırım üzerindeki bakışları değiştirecek gibi duruyor. Umarım kulüpler arasındaki dostluk sezon başına kadar değildir.

23 Haziran 2009 Salı

GSD Teknik Analiz

Tahta dinamikleri teknik açıdan çok iyi yere geldi. Düşüş trendindeki iki bant arasında 20 gün boyunca ağırlıklı olarak yatay hareket eden tahta, önce 0,62 sonra da 0,65 i yoğun alışlarla geçici olarak yıktı. Bunun kalıcı olması açısından 0,65 in üzerinde en az iki gün kalmalı diye düşünüyorum. Pozitif havanın devam etmesi ve 0,65 üzerindeki kapanışlarda ilk hedef seviyesi bu hafta sonuna kadar geçerli düşüş trendinden geçen 0,72-0,73 aralığıdır. Buralara gelirsek ikincil hedefleri yazarız.

Aşağı hareketlerde 0,65 in güçlü olmamakla birlikte bir miktar destek olacağını düşünüyorum. Ana destek noktası 0,60.

Bu arada GSD'de Tekstilbank yabancı satış işi yine dillenmeye başladı. Şu ortamda o kadar kolay bir şey değil. Geçsinler bu ayakları, çok gördük böyle dedikouları...

Yatırım tavsiyesi değildir.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Sağ Gösterip Soldan Vurmak Bu Olsa Gerek


Galatasaray bu sezon zor da olsa 5.nci bitirdi. Şampiyonluktan erken kopulmasına rağmen kimse yönetim istifa demiyor. Galatasayray taraftarı , ligi 4.ncü bitiren Fenerbahçe taraftarından daha az gergin bir sezon finali yapmıştı. Taraftara güven veren bir yönetim oluşu taraftarı da rahatlatıyor. Geçen sezon hiç bir gazete yazmamışken bir sabah Kewell geldi , bir sabah Baros geldi. Transfer stratejisi budur. Bugün de kimsenin haberi yokken Gökhan Zan aniden Galatasaray kadrosuna dahil oldu.

Rakibi Fenerbahçe ise tam tersini yaptığı için yaptığı transferler için dünyanın parasını ödüyor. Nedeni çok basit, bir transferi haftalarca medyaya malzeme yapıyorlar. Malzeme konuşuldukça futbolcunun değeri artıyor. Hesabını ben yapmadım da Rıdvan Dilmen Fenerbahçe'yi anlatırken, Mehmet Topuz ve Özer Hurmacı transferlerinin toplam maliyetinin 60 milyon euro olduğunu söyledi. Bakalım iki Türk transfere 60 milyon euro harcamanın bedeli nasıl ödenecek. Medya'da Volkan Demirel'in de yeni transfer Mehmet Topuz kadar ücret almak istiyormuş. Adam haklı biri milli takımın as oyuncusu , diğeri milli takım da bile doğru dürüst oynayamayan bir futbolcu. Takım içi dengelerin bozulup bozulmayacağını zaman gösterecek. Demek istediğim transferde yapılan strateji hataları kulübün hem iç transferde harcayacağı parayı yükseltiyor, hem de dış transfer bütçesini daraltıyor.

Yıllarca Gallardo'yu , Gravesen'i Galatasaray'a transfer edenler Galatasaray'ın transfer politikasını ne zaman anlayacaklar merak ediyorum. Acaba bu hafta başka bombalar gelir mi merakla bekliyoruz.

Aslan Kesilme Sırası Gökhan Zan da!


Bugün Galatasaray spor medyasına damgasını vurdu. Sabahleyin tek beklentim Galatasaray'ın UEFA kupasındaki rakibinin kim olacağıydı. Sabah medyada haberleri takip ederken gündeme yine Lincoln düştü. Bugün sezonun ilk idmanını yapan Galatasaray'da Lincoln yine idmana gelmemesi günün en önemli futbol haberi duruyordu. Kimisi Galatasaray yönetiminin izin verdiğini kimisi izin almadan idmana gelmediğini söylüyordu. Ama günün flaş haberi Gökhan Zan'ın Galatasaray'a imza atması oldu. Artık Lincoln'ün idmana çıkmaması haber niteliği taşımıyor, Lincoln'ün idmana çıkması haber niteliği taşıdığını basın anlamıyor.

Sabahleyin webaslan.com'da haberlere bakarken Haldun Üstünel'in önceliğimiz stoper açıklaması vardı. Bir sitede daha Gökhan Zan'ın sözleşmesinin yenilenmediğini okurken iki haberi birleştirmek insanın aklına gelmiyor.

Gökhan Zan 'ın şu anki performansı Servet Çetin'in yerini doldurmaya yetmez. Ancak şu da var ki Servet Galatasaray'a geldiğinde Gökhan kadar güvenilirliği de yoktu. Geldi , formasının ağırlığını bilerek oynayarak taraftarın gönlünde taht kurdu. Florya'nın havasından mı suyundan mıdır nedir , genel olarak Galatasaray'a gelen gerçekten Aslan kesiliyor.Bkz. Ayhan, Emre Aşık, Servet

Bu transferde Galatasaray yönetiminin başarısından çok, Beşiktaş yönetiminin başarısızlığı olduğunu söyleyebiliriz. Sözleşmenin ister unutularak, ister kasten uzatılmaması Beşiktaş'tan çok şey götürecektir. Geçen sezon da sözleşmesi çok geç bir biçimde yenilenmişti. Beşiktaş Zan'ı göndermek istiyorsa sözleşmesini uzatır , sonra satış listesine koyardı. Böylelikle kulüp de para kazanırdı. Transfermarkt da Gökhan Zan'ın değeri 4.5 milyon euro olarak gösterilmesi Beşiktaş'ın kaybını gösteriyor.

Galatasaray yönetimi Türkiye'den bir Gökhan Zan ayarında bir oyuncuya talip olsa ne kadar bonservis istenir. En az 3 milyon euro kadar bir bonservis istenir. Galatasaray bu futbolcuyu "free transfer" etmesi yönetimin çok akıllıca bir hamlesidir. Gökhan Zan'ın performansını sezon içinde değerlendirilir; fakat bonservis için milyon euroları savuran rakipleri varken Aslan'ın sırtı yere gelmez.

Ayrıca Servet'in gitmemesi halinde Milli Takım'ın savunma hattının Galatasaray'dan oluşacağı kesinleşir. Servet, Emre Aşık, Gökhan Zan, Emre Güngör

Al Mısır'ı Vur İtalya'ya


Amerika 3. maçlar öncesi 0 puana sahipti. Mısır'ın ve İtalya'nın 3'er puanları bulunuyordu. Brezilyanın iki maç sonunda gruptan çıkmasına rağmen İtalya'yı yenen Mısır'ın grubun ikinci finalisti olacağı şeklindeydi. Brezilya 'ya son dakika da yediği golle mağlup olan Mısır, ABD karşısında hezimete uğradı. Herkes İtalya'nın işi zora sokmasına rağmen ikinci favori gösteriliyordu. Ama olmayacak oldu ve Brezilya'nın İtalya'yı 3-0, ABD'nin Mısırı 3-0 yenmesiyle averajla ABD grubu ikinci tamamladı. 3. maçlar sonunda Mısır,ABD, İtalyanın 3 er puanı bulunuyordu. ABD ve İtalya'nın -2 , Mısır'ın -3 averajla bitirdiği grup mücadelelerinde Amerikan rüyası gerçekleşmiş oldu.

Transfer Piyasasınnda 2. Vites Dönemi

Transfer piyasası hareketlenmeye başladı; şu ana kadar gerçekleşen kayda değer transferler şu şekilde:
Bekir İrtegün ------> Fenerbahçe
Bilica ------> Fenerbahçe
Mehmet Topuz ------> Fenerbahçe
Özer Hurmacı-------> Fenerbahçe

Herve Tum---------> İstanbul Belediyespor
Kanfory Sylla--------> İstanbul Belediyespor
Taner Gülleri ------> İstanbul BŞ. Belediyespor

Yasin Çakmak--------> Sivasspor
Uğur Kavuk----------> Sivasspor
Erman Kılıç--------> Sivasspor

Mustafa Sarp ------> Galatasaray
Leo Franco-------> Galatasaray

Serdar Kulbilge ------> Gençlerbirliği
Tolga Seyhan------> Gençlerbirliği

Julio Cesar da Silva Souza-->Gaziantepspor
Ertan Koç------> Gaziantepspor

Erhan Güven----> Beşiktaş
Fink--------> Beşiktaş

Kerim------> Antalyaspor
Balili--------> Antalyaspor

Aydın Karabulut-----> Ankaraspor

Ragıp Başdağ-------> Eskişehirspor

Hakan Aslantaş------> Kayserispor

Şu ana kadar en flaş transferleri Fenerbahçe'nin yaptığını görüyoruz. Fenerbahçe'nin daha transfer yapması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde bazı mevkilerde sorun yaşayabilir. Özellikle stoper ve ön libero mevkisine transfer şart gözüküyor. Hatta Roberto Carlos'un gidişiyle sol beke de transfer yapacaklardır.

Şu ana kadar yaptığı transferlerle ikinci en büyük katkıyı İstanbul Belediyespor yapmış gözüküyor. Erman Kılıç'ın yerine Sylla ve Tum'un alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Daha önce de Belediyespor'un forvet hattını sadece Taner ile doldurmasının hata olacacağını ; bir forvet daha almaları gerektiğini yazmıştım. Abdullah Avcı da bu eksiği çok güzel tespit ettiğini gördük.

http://yakinyoko.blogspot.com/2009/06/turkcell-super-ligde-transfer.html

Sivasspor'a gelince Bülent Uygun işi biliyor olduğu kesin. Nokta transferler yapmaya devam ediyor. Erman , Uğur ve Yasin transferlerinin çok olumlu görüyorum. Aldığı üç oyuncu da direk oynayabilecek kapasitede. Miladı dolmuş futbolcuları göndermesi Sivasspor'un lehine olacağını zaman gösterecek. En büyük şanssızlığı Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bu sezon daha iyi olacaklarını düşünmem. Balili herkesin düşündüğü gibi istikrarlı bir oyuncu değildi, diğer iki oyuncunun da özellikle Sylla 'nın anadolu takımlarında oynayabilecek seviyesi vardı.

Henüz Galatasaray ve Beşiktaş için konuşmak için erken. İkisi de yapacakları bir kaç nokta transfer yeterli olacak gibi duruyor.

Gaziantepspor elindeki mevcut kadroyu koruyarak ilerlemek niyetinde emin adımlarla ilerliyor. Sözleşmesi biten Bekir İrtegün Fenerbahçe'nin yolunu tutması haricinde bir sıkıntı yok gözüküyor. Gaziantepspor'un forvet sıkıntısı vardı. Mevcut kadrodan Eduardo ile yollar ayrıldı. Yerine bu sezon Sarıyerspor'da 20 gol atan Ertan Koç ve Rapid Bükreş takımında forma giyen frikik ustası Julio Cesar da Silva Souza'yı transfer etti. Bu futbolcunun gelişi ile bu sezon bol frikik golü izleyeceğiz. Bugünkü haberlere göre Gaziantepspor bir forvet daha alıyor. 2008-2009 sezonunda İsrail Ligini 15 golle gol kralı olarak tamamlayan Yeboah , önümüzdeki sezon için Gaziantepspor ile anlaştığı öne sürülüyor. Bu futbolcu ile Fenerbahçe'nin de ilgilendiği biliniyor.
Buna ek olarak Türkcell Süper Lig'de yeni sezona güçlü bir kadroyla girmek isteyen Gaziantepspor, İspanya'da futbol yaşamını sürdüren Ersen Martin ile 2 yıllık anlaşmaya vardı. Gaziantepspor Kulübü Başkanı İbrahim Kızıl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, transfer çalışmalarının aralıksız sürdüğünü belirterek, ''Bir süredir görüşme halinde olduğumuz, İspanya'da futbol hayatını sürdüren Türk oyuncu Ersen Martin ile her konuda anlaşmaya vardık'' dedi. Kızıl, transfer çalışmalarının sürdüğünü, daha önce anlaşmaya vardıkları ve isimlerini açıklamayı şu anda sakıncalı gördükleri futbolcuları Gaziantep'e çağırarak imza attıracaklarını söyledi. Kızıl, Ersen Martin'in, ilerleyen günlerde Gaziantep'e gelerek 2 yıllık sözleşmeye imza atacağını bildirdi.

IHEVA Bedelli Sermaye Artırımı


16 Temmuz 2009 yorumu için linki tıklayın... (IHEVA bedelli sermaye artırımı)
http://downbothflanks.blogspot.com/2009/07/iheva-bedelli-sermaye-artrm.html


Aşağıdaki linke bakarsanız, taa 10 gün önceden son haftalardaki yükselişin bedelli sermaye artırımının ayak sesleri olduğunu belirtmiştik. Aynen beklediğimiz gibi oldu. IHEVA %100 bedelli sermaye artırım kararı aldı. Bugünlerde tahta aşağı yönde baskı yiyebilir. Bedelliye katılmak istemeyen yatırımcı satışa boğar.

Yatırım tavsiyesi değildir.

http://downbothflanks.blogspot.com/2009/06/iheva-ne-olur.html

21 Haziran 2009 Pazar

SNGYO Haftalık Analiz

Son kapanışını 4,00 seviyesinden yapan tahta görünen o ki kritik bir yerden kapanış yapmış. Bu aralar dar bir banta sıkışmış durumda. Yakında yönünü belli eder.

Bnm pencereden görünen sıkıştığı bant aralığı 3,94-4,00 aralığı. 4,00 üstündeki kapanışlar yeni yükselme potansiyeli, 3,94 altındaki kapanışlar ise düşme potansiyeli taşır. Bana göre kapandığı yer icabıyla yükselme potansiyeli ihtimali, diğer ihtimalden daha kuvvetli. Hani oran vermek gerekirse %70 e %30 derim.

Yukarı yönlü hareketlerde öncelikle 4,06 da güçsüz bi ara direnç var. Ardından 4,10 hedef konumunda. Bana göre buranın hacimli geçilmesi önemli. Sonra sırası ile 4,22 ve 4,28 hedef seviyeleri. 4,28 ana direnç, bu seviyenin geçilmesi ile birlikte ilk hedef çanak formasyonunu tamamlamak olur. Buralara gelirsek çalışmaları yoğunlaştırmak lazım.

Aşağı yönlü hareketlerde 3,94 aşağısında hedef öncelikle 3,78-3,80 aralığı ki kısa vadeli buradan bi dönüş beklerim, yok dönmez ise 3,62-3,64 ana hedef konumunda olur.

Herkese iyi pazarlar...

YAtırım tavsiyesi değildir.

Tüm Babaların, Babalar Günü Kutlu Olsun!


20 Haziran 2009 Cumartesi

Football Manager 2009 Transfer Önerileri






Benim yapacağım transfer önerileri kuvvetli takım alanlar için değil. Turkcell Süper Lig'de orta sıra takımı veya olsun olsun Turkish First Division'u (bank asya ligi) seçmiş kişiler için daha uygundur. Bazı oyuncular var ki managerlik oyununda Galatasaray'a ,Fenerbahçe'ye ve Beşiktaş'a da alınabilecek oyuncular bunlardan bazılarının resimlerini de koyuyorum. Yalnız resimler oyunun 2009 Aralık dönemine aittir ;yani oyun başlangıcındaki özellikler böyle değildir.

1.Ahmet Arı: AMR/AML olarak oynuyor. Her iki kanatta da başarılı. Üç büyüklere de tavsiye ederim. Üç büyüklerde hemen oynatılmasa da ileride oynayacak seviyeye gelecektir. Turkish Premier Division'daki her takım alabilir diye düşünüyorum.Özellikleri aldatıcı olabilir.

2.Beto: ST olarak oynuyor. Ben Eduardo'nun sakatlanmasıyla el mahkum oynattım. Devamlı oynatılmazsa yararı olmaz. Maç içinde dakika 70 olmuş puanı 5.2 dir ama her an gol atabilecek bir oyuncu. Ümit Karan'ın sanal versiyonu gol atmayınca bir cacık olmaz. Gol kralı oldu aynı Ümit Karan; yalnız bazı oyunlarda istatisklerin değişik olmasınadan sorumlu değilimdir.

3. Elder Granja: DR/WBR. Müthiş bir oyuncu. İlk sezonun ortasında serbest kalıyor. Devre arasında bu kadar isabetli transfer yapmak çok zor, kaçırmayın derim. Bu oyuncunun oyunda gözükmesi için Brezilya Ligi'ni açmanız gerekebilir.talibi çok çıkarsa şaşırmayın.

4.Hakan Albayrak: AM RLC: Gaziantep Belediyespor'dan 250000 pounda aldım. Genç bir oyuncu ,ilk sezonunda pek hayrını görmedim.İkinci sezonda biraz daha iyi ,daha da iyi olacağı benziyor. Scout ettirin beğenirseniz alın derim. Ayrıca kanatlarda daha iyi.

5.Murat Ceylan: DMC/MC Ne kadar a satın alınır bilmiyorum, şayet uygun fiyatlı ise alın , ilk sezonda da yararlı olacaktır. Özellikleri aldatıcı olabilir.

6.Saban Oksuz: Boluspor'dan 150000 pounda aldım. Böyle bir oyuncu başka oyunlarda çıkmayabilir. Benim yeni genç yetenek.

7. Levent Top: İstanbul Belediyespor'dan 250000'e ya nasip diyerek aldım. Böyle bir oyuncu başka oyunlarda çıkmayabilir. Benim yeni genç yetenek.

8. Filipescu: SW/DC Free transfer ile geliyor. Elinizdeki savunmaya güvenmiyorsanız, transfer bütçeniz yoksa ideal kaftan. Bir sezondan fazla birşey beklemeyin. Haftalık 7000 poundumu aldı. Mart ayında sakatlanınca sözleşmeyi karşılıklı fesh ettim.

9.Washington: ST Fenerbahçe eski kulesi. Türkçe bilmesi avantaj. Sezon ortasında free geliyor. İlk sezonunda çok verimli değildi. Ama ikinci sezonunda 34 yaşındaki futbolcu Beto ile yarışır vaziyette.

10. Ömer Özçelik : DRC/WBR/MRC Free transferden hemen alın derim. İyi bir yedek, ayrıca da genç ama üç büyükler için uygun değil benden söylemesi. Ayrıca çok mevkide oynuyor ,bir kaleye ; bir de forvete koymadım, koyan varsa rapor versin.

11. Celsa Borges: AMC Costa Rica Milli Takımının 10 numarası. 20 yaşında pırıl pırıl bir genç (menajeri benim kadar övemez); 400000 pounda aldım; talibi çoktu benden haftalık 1700 pound istedi;rakipleri ekarte etmek için ve ona duyduğum sevgiden 4000 pound verdim. İkinci sezon başında tıpkı bu sezon Galatasaray'daki bir çok futbolcu gibi 5 aylık bir darbeye bağlı sakatlık yaşadı. Şu anda bir az özellikleri düştüğü için resmini koymuyorum.

12. Ivan: Özellikleri tıpkı Hakan Balta gibi sıradan. Her şeye rağmen ikisi belki de ligin en iyi 2 sol beki. 7 'nin altına düşmüyorlar. Ivan kiralık sözleşmesi bitiyor. Ben almak istememe, kulübü 250000 gibi bir fiyata satmak istemesine rağmen ; Gaziantepspor'u istemeyip Palmerias'ın yolunu tuttu. Bilseydim daha çok harçlık verirdim.

Football Manager 2009 Milli Takımlarda Yine Galatasaray Var!



Football Manager 2009 'da da Şampiyon Beşiktaş






Football Manager 2009 oyununa biraz geç de olsa göz atma imkanım oldu. Buna göz atma değil de göz hapsine alma demek daha doğru olur. Daha önce Galatasaray'ı denemiştim, Şampiyonlar Ligi'nden elenmenin üzüntüsü, Baros'un verimsiz olması nedeniyle oyunu bırakmıştım. Daha eski managerlik oyunları oynarken İngiltere Conference Liginden takım alıp Premier Lig'e taşımak gibi deneyimlerim olmuştu. Kendimi o kadar güçlü hissetmediğimden, bir orta sıra takımı almaya , memleket spor yani Gaziantepspor'u almaya karar verdim. Sezon başlangıcında takıma baktığımda tam bir hayal kırıklığıyla karşılaştım. Takımın çok önemli eksikleri vardı, ilk bakışta Tabata haricinde yıldız oyuncusu da yoktu. Elde Sivasspor, Kayserispor,Trabzonspor gibi takımlarda oynayabilecek 3-4 adam vardı. İyi de transfer yapacak doğru düzgün bir bütçe ayrılmaması takımın güçlenmesi yönündeki en büyük engel. Ayrıca sezon sonunda sözleşmesi bitecek oyuncular olması en büyük handikaptı. Takımın para edecek adamlarını satıp genç ve veteran oyuncuları harmanlayıp daha ekonomik bir takım oluşturmaya karar verdim. Zurita ve Bekir ikilisini 3.4 milyon pound gibi paraya Kayserispor'a sattım. Bu satış vadeli satış olduğundan kasaya yüklü cash para girmedi. Bir de sağolsun yönetim paranın büyük çoğunluğuna el koydu. Ivan ve Eduardo 'nun kiralık oluşları uzun vadede zorlayacak gibi duruyordu. Sedlak , Murat Ceylan, Beto ve Mehmet Yozgatlı'yı satış listesine koydum. Bu futbolculardan sadece Sedlak'ı Altay'a satabildim. Beto'ya biçtiğim 300000 pound, Mehmet'e fiyat biçtiğim 500000 pounda rağmen kimse almak istemedi. Deumi de istediğim stoper olmamasına rağmen yerini dolduramamak korkusuyla satışa koyamadım. Heralde ligin en kötü savunma hattı benim takımdaydı. Kalede Murat Şahin , sağbekte Erkan Sekman, sol bekte Ivan, stoper olarak da Mehmet Polat ve Deumi vardı. İşin kötüsü bunlardan biri sakatlansa yerine koyacağım oyuncular alt ligde bile oynayamazlar. Forvet desen ayrı bir muamma. Takımın sadece iki forveti vardı. Eduardo ve Beto

Bu arada takıma ilk geldiğim gün belirleyebileceğim en düşük hedefi açıkladım.Ligi ilk 9 da bitirmek. Küme düşmeme mücadelesi diye bir seçenek konsa onu açıklardım ancak başkana ancak onu yedirebildim.

Takıma takviye olarak free transfer olarak 34 yaşındaki Filipescu, 14000 pounda Ljungberg(eskisi gibi değil), 31 yaşındaki 250000 pounda genç oyuncu Gaziantep Belediyespordan Hakan Albayrak,400000 pounda 20 yaşında bir Costa Rica'lı Celsa Borges , 150000 pounda Samsunspor'dan Sercan, 50000 pounda Taner Taktak gibi oyuncular alabildim .

Bütçeme uygun bir tane kaleci bulamadım. Gözüme Gaziantep'in efsanevi kalecisi Ömer Çatkıç'ı kestirdim, kulübü izin vermesine rağmen gelmek istemeyerek bize ihanet etmişti. Yedek kaleci Tolgahan ayrı bir muammaydı. Umudum Tabata ve Eduardo idi. Genç Ahmet Arı'nın ileride iyi olacağı bilgisini yardımcı antrenör vermişti vermesine de hiç hazır gözükmüyordu. Takımda sadece iki forvet oluşu ,savunmanın zayıf oluşu beni sezon boyunca 5-4-1 ve 5-3-2 oynamaya itti. Ligin ilk devresini 15.nci bitirebildim. Devre arasında Brezilya'da iki, Arjantin'den 1 oyuncu takviyesi yaparak ligde toparlanacağımı anladım. Brezilya'dan Fenerbahçe'nin eski futbolcusu Washington ve ELDER GRANJA'yı , Arjantin River Plate'den Rodrigo Archubi'yi free transfer ile takımıma kattım. Yine de takıma uygun bir kaleci ve stoper bulamamak takımın en büyük handikapı olmaya devam edecekti. İyi oynamamıza karşın alınan 3-2 lik Galatasaray mağlubiyeti taraftarların beni taktiksel açıdan eleştirmesine sebep olmaya başlamıştı. Bazı oyuncular bana cephe almaya başladı. Mehmet Polat'a takımı toplayıp konuşma yapıp,takımın neden kötü oynadığını sorgulattım. Takımımda yoktu ki bir Hakan Şükür veya Hasan Şaş bana yardım etsin. O maçtan sonra alınan üstüste 3 galibiyet takımın moralini üst seviyeye getirdi. Ligin son 4 maçında takımın ligde kalmasıyla gelen rehavetle ligi 9.ncu bitirebilecekken 12.nci bitirdik. Takımı ayakta tutan oyuncular kiralık Ivan , genç Ahmet Arı, yeni transfer Elder Granja ve satış listesine koyduğum kimsenin beğenip almadıkları Mehmet Yozgatlı, Murat Ceylan ve Beto takımın yıldızları oldular. Beto yıldız olmakla kalmadı Holosko ile beraber gol kralı oldular. Genç yetenek Ahmet Arı Turkish Premier Division'ın en iyi 2.nci genç oyuncusu seçildi.

Ligi Beşiktaş gerçekte olduğu gibi iki kupayla kapattı. İkinci olarak bitiren Galatasaray ile birlikte sadece 3 mağlubiyet almış oldular. 5 li savunma oynamama rağmen ligin yediğim 63 golle en çok gol yemiş takımı ünvanını da almış oldum. Buna rağmen Beto'nun sayesinde ligin en çok gol atan 7.nci takımı ünvanını da almış oldum. Sezon başında 300000 pounda satamadığım Beto'nun fiyatı 4 milyon pounda kadar ulaştı. Sezon en büyük hayal kırıklığı Tabata idi. Takımın en çok ücretini alan Tabata (haftalık 10000 pound) ligin ilk devresinde 6.15 gibi bir reytingle sadece 3 gol ( 2si penaltı) 0 asist yapınca sezon ortasında Bielefeld'e kiraladım. Orada da doğru düzgün oynamadı yaklaşık 20 maçta forma giymesine rağmen ne gol attı, ne asist yaptı. Buna rağmen Beşiktaş ve Fenerbahçe talip oldular. Onlarda oynar neme lazım diyerek Almanya ikinci ligine düşen Frankfurt'a 2 milyon pounda sattım.

19 Haziran 2009 Cuma

IMF Neden Gerek Değil?


Bir otel var kasap dan 100 dolarlık et alıyor ve borçlanıyor.
Bu otelin kasaba 100 $ borcu var.
Kasabın sattığı bu eti mandıracı dan 100 $ a alıyor ve mandıracı ya 100 dolar borcu var.
Mandıracı malum nataşa ile olan ilişkisinden dolayıda nataşaya da 100 dolar borcu var.
Nataşa ise kent de otelde kalmakta ve onun da otele 100 dolar borcu var.
Bir gün bir rus iş adamı geliyor , otelde kalmak istiyor ve yer olup olmadığını soruyor. Otel sahibi yer var ama geceliği 100 dolar diyor.Rus iş adamı bunu kabul ediyor ama diyorki bir şartla otelinizden memnun kalmazsam sabah leyin 100 dolarımı geri alırım. Otel sahibi paraya ihtiyacı olduğundan dolayıda bu teklifi kabul ediyor ve rus iş adamından 100 dolar oda ücretini alıyor.
Hemen gidip bu 100 dolarla kasaba olan borcunu ödüyor,Kasap parayı alıp mandıracıya ödüyor,Mandıracı parayı alıp nataşaya olan borcunu ödüyor,Nataşa da parayı alıp otele olan 100 dolar borcunu ödüyor.Böylece şehirde her kesin birbirine borcu var iken, rus iş adamının gelmesi ile bütün şehir diyelim birbirine olan borcunu ödüyor ve herkes borcundan böylece kurtulmuş oluyor.
Sabah olunca rus iş adamı diyorki, otelinizden memnun kalmadın verin benim 100 dolarımı, otel sahibi seve seve veriyor parayı ve rus u gönderiyor.Bu kıssadan hisse alarak ;Herkes sükunet içinde ve istisnasız olarak birbirine olan borçlarını silse , yada birisi gelip ortaya para koysa ve bu yolla yine herkes birbirinin borcunu kapatsa, en son para yine sahibini bulmayacakmı ? bulacak yani para kaynağına geri dönecek.
Peki IMF ye ihtiyacımız varmı bu noktada ? Bence yok....
Zira IMF den alınacak borç yine onlara gidecek.... Tabi faizi de cabası olacak. Çok gereksiz çok...
IMF formülleri ve yüksek faizle borç alarak kalkınan tek bir ülke bile yok.
IMF para verince reform ister, yeni düzenlemeler ister, insanlar işsiz kalmış, her şey ateş pahası haline gelmiş, umurunda olmaz. Ülkenin “Yönetim Kurulu Üyesi” gibi görür kendisini. Hatta “başkanı”.
1999’da IMF ile stand by anlaşması yaptık. Bu düzenleme içinde “sabit kur rejimi” de vardı. Yani dolar sürekli müdahale ile dar bir aralıkta tutulacaktı.
Sonunda ne oldu? 2001 krizi.
2001'deki krizin başlıca etkenlerinden biri de sabit kur politikasıdır. Yani IMF ile yakın dostluğun meyvasıdır. Bir çırpıda IMF’den alınan 30 milyar dolar borç ve sonrasında kaybolan yıllar... 2001 krizi olmasa kim bilir şu an ne kadar ilerideydik? Tüm Dünya son gaz ekonomik olarak büyürken, biz gerilemeye girdik, el yüzünden...

Mustafa Hoca Gözden Çıkarmış

Mustafa Hoca gözden çıkardığı futbolcuların listesini yönetime vermiş. Bu isimler şöyle: Bobo, Delgado, Sivok, Zapo, Gordon, Serdar Kurtuluş, Erkan, Necip, Hakan ve Erdem.

Hakan, Delgado ve Zapo dışındaki diğer kişilerin gitmesine üzülmem.

Bobo gitsin deniliyorsa, belli ki satılacaktır ya da yerine ünlü forvet ayarlanımştır diye düşünüyorum.

Delgado gitsin deniliyorsa kendisinden beklenen 10 numara formanın hakkını vermiyor diye düşünüyorlardır. Halbuki orta sahanın her yerinde sırıtmadan oynayabilecek bir oyuncu ancak beklentiler yüksek.

Sivok, ben çok beğenmiyorum. Savunma tarafında posizyon hatası çok yapıyor. Ancak Beşiktaş taraftarı Sivok'u çok beğeniyor.

Zapo, bana göre BJK'da sezonun ilk 10 haftasının en iyi oyuncusuydu.

Serdar Kurtuluş'a çok tahammül etti Beşiktaş taraftarı bu oyuncuya. Saç baş yolduruyor hep.

Hakan. yedek kaleci olarak sürekli kalmalı bence.

Diğerlerini eleştirmem bile.

İmparator'da Beşiktaş'dan Başkasına Gitmem Demiş


Geçtiğimiz günlerde Mehmet Topuz'un Beşiktaş forması ile fotoğraf çektirmesi üzerine Fenerbahçe'ye transferi olay olmuş. Haftalarca bu konu malzeme olarak kullanılmıştır. Biz de bloğumuzda konuya baya yer vermiştik.



Son günlerde dolaşan diğer bir habere göre tam 35 yıl önce İmparator Fatih Terim'de aynı tarifeyi uygulamış. Benzer şekilde O da Beşiktaş'dan başkasına gitmem demiş. Tek fark Fatih, Galatasaray'ı tercih etmiş.

Bo olaylar gerçekten komedi. Bence tükürdüğünü yalamak, amatörlükten başka bir şey değil.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/Spor/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&KategoriID=14&ArticleID=1108426&Date=19.06.2009&b=O da Besiktastan baskasina gitmem demis&ver=01

19 -20 - 21 Haziran İddaa Önerileri

218 Irak 1 banko 1.35
318 Mısır 1 banko 2.4
235 Bahia 1 banko 1.7
328 Cruzerio 1 banko 1.4
305 Molde 1 banko 1.65
105 st.patricks 2 sistem 2.1
210 valeranga 2 sistem 2.5
316 river plate 2 sistem 2.2
319 brezilya 2 sistem 2
sistem :3-2

18 Haziran 2009 Perşembe

ULKER'de Hedefe Az Kaldı


Hafta başında yaptığımız analiz, kalıplara uygun şekilde ilerlemeye devam ediyor.


Yapılan analiz linktedir.



ULKER hisselerinde hafta başından bugüne kadar olan prim son kapanış itibari ile %5,3 .

17 Haziran 2009 Çarşamba

Kriz Üç Büyükleri Teğet Geçti ve Geçmeye Devam Ediyor!


Biliyorsunuz krizin ilk ayak sesleri 2 sene önce yaz aylarında gelmeye başlamıştı. Ardından piyasalar bu krizciği bir sene tolere etti etti ve geçen sene kriz balonu patladı. Ağustos ayından Ocak Ayına kadar kara bir 2008 Sonbaharı yaşandı. Geçtiğimiz sene Fener, Daniel Guiza'yı yaklaşık 25 Milyon Euro maliyetle transfer etti. Buna ek olarak Galatasaray, Harry Kewell ve Milan Baros gibi ünlü oyunculara ciddi rakamlar verdi. Beşiktaş devre arasında Yusuf Şimşek ve Fabian Ernst'i kadrosuna kattı. Kısaca krizin en çok hissedildiği zaman aralığında 3 büyükler boş durmadı, durmaya da niyeti yok.
Krizin hala gündemde olduğu son günlere bakarsak Galatasaray, Frank Rijkaard'ı getirdi. FB, Daum'u getirme durumunda. Fener, Mehmet Topuz transferini yaptı ki maliyeti en az 15 milyon eurodur. Neyse para dışarı çıkmasında isterse 50 milyon euro versin. Ama bu bolluk nereden geliyor sormak lazım. Türkiye ekonomisi küçülmeye devam ederken, futbol sektöründeki dolaşan paranın sınırı yok.
Sonuç olarak kriz üç büyükleri teğet geçti görünüyor. Bu klüplerin borcu da yok herhalde böyle rahat rahat keseden yediklerine göre... Evet basından yansıyan son rakamlara göre Galatasaray'ın yaklaşık 200 milyon TL, Fener ve Beşiktaş'ın yaklaşık 150 milyoner TL borcu bulunuyor.
Kim bilir bu yaz daha ne ünlü yabancı transferler gerçekleşecek? Verin parayı yurt dışına... Nasılsa teğet geçti kriz. Problem değil!
Başarı gelse içim yanmayacak...

15 Haziran 2009 Pazartesi

Futbol Aktörleri Hangi Renk?

Beyaz:Özhan Canaydın,Ertuğrul Sağlam, Abdürrahim Albayrak, Serdar Bilgili
Saflığın ve temizliğin sembolüdür.

Siyah: Aziz Yıldırım ,Fatih Terim, Hakan Şükür,Ertuğrul Sağlam
Ciddiyet ve ağırbaşlılığı çağrıştırır.

Kırmızı:Fatih Terim, Hasan Şaş, Tuncay Şanlı, Bülent Korkmaz, Pascal Nouma, Sabri Sarıoğlu, Emre Belözoğlu, Lugano
Güçlü, canlılığı uyaran, fiziksel cesaret veren, uyarıcı, görsel etki bırakabilen, gerginlik ve saldırganlık yaratabilen bir renktir.

Turuncu: Ömer Çavuşoğlu, Arda Turan, Rıdvan Dilmen, Sergen Yalçın,Roberto Carlos, Aziz Üstel, Arif Erdem
Neşenin ve bilgeliğin rengidir

Sarı: Volkan Demirel, Mustafa Denizli,Fatih Terim
Heyecan ve kendine güven

Yeşil: Ergün Penbe ,Hakan Balta ,Harry Kewell, Hasan Doğan, Rüştü Reçber
Evrensel sevgi, huzur, yenilenme, güven verme, çevresel farkındalık, denge ve barış gibi duygular yaratır.

Mavi: Daum, Lucescu, Ergün Penbe
Teskin edici, Soğuk ve duygusuz

Mor: Mehmet Topuz, Emre Belözoğlu
İnsanda karamsarlık, pişmanlık, korkaklık, yaratabileceği gibi tam tersi duygular da yaratabilmektedir.

Pembe: Lincoln, Alex De Souza
İncelik, saadet ve zevk veren duyguları ifade eder

Ekonomi'de Önümüzdeki Riskler



Bir yazı okudum, oldukça hoşuma gitti. İlerideki riskleri içeriyor. Şunu unutmamak lazım. Artık ne kadar sürer bilmiyorum. Belki bir savaş ardından bir toparlanma. Ancak şuna eminim tam toparlanıyoruz derken, enflasyon canavarı ortaya çıkacak ki ortam çok gerilecek. 1970 ler tekrar tekerrür edecek. Stagflasyon... Durgunluk + Enflasyon

"Önümüzdeki riskler

12.06.2009 15:03:57 - SİNAN OKUMUŞ

Dünyanın her bir tarafından krizden çıkış sinyalleri geliyor. Tüketim ve üretim göstergeleri kıpırdanmaya işaret ediyor. Güven endeksleri yükseliyor. Borsalar ve kurlar Lehman'ın battığı Eylül ayı öncesi seviyelerde. 2010'a dair büyüme rakamları yukarı doğru revize ediliyor.

Bütün bu olumluya dönen göstergelere rağmen ekonomi yetkilileri temkinli konuşuyor. Önümüzdeki dönemde ortaya çıkabilecek risklerin resesyon süresini uzatmasından çekiniliyor.

Bu kriz dünya ekonomi tarihinde önemle yerini alacak ve ekonomi dengelerini global ticaretten finansal kurumlara kadar değiştiren önemli bir dönüm noktası olacaktır.

Kısa vadede yakından izlememiz gereken riskleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

1.Orta ve Uzun Vadeli Amerikan Bono Faizlerinin Yükselmesi ve Dolar'ın Önemli Ölçüde Değer KaybetmesiBurada potansiyel büyük bir risk yatıyor. Piyasaların açılması için Amerika'nın yaptığı harcamalar orta ve uzun vadeli bono faizleri üzerinde baskı yapıyor. Sonuçta faizler yükseliyor. Federal Reserve ve Çin'in alışları olması burada faizlerin çok daha hızlı ve kontrolsüz yukarı gitmesi olası. Bu iki alıcıya rağmen Rusya'nın başını çektiği bazı ülkeler merkez bankaları rezervlerini çeşitlendirmek istiyorlar. Ayrıca risk iştahının yeniden oluşmasıyla tebdir amaçlı alınan bonolar satılıyor ve riskli yatırımlara geçiliyor. Faizlerin yükselmesi ise başta konut kredileri olmak üzere orta ve uzun vadeli kredi faizleri üzerinde baskı yaratıyor. Ayrıca doların yakın gelecekte yukarıdaki nedenlerden dolayı hızlı değer kaybı gündeme gelebilir. Burada FED'in bono alışlarını artırması ve diğer merkez bankalarının da desteğiyle ancak risk ötelenebilir.

2. Pertol ve Dğer Emtia Fiyatlarında ArtışPiyasalarda normalleşme sinyallerinin artmasıyla birlikte petrol ve diğer emtia fiyatlarında hızlı artışlar var. Petrol varili yılın ilk aylarındaki 33 $ seviyesinden 70 $ seviyelerine yükseldi. Diğer emtialarda hemen hemen benzer durumda. Bu durum pertol ve emtia üreten ve ihraç eden ülkeler açısından iyi ise de, diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yeni başlamış olan düzelme hareketlerini sekteye uğratabilir ve çok yoğun bir şekilde genişleyen para politikaları ile birlikte enflasyon yaratabilir.

3. Doğu Avrupa Ekonomileri ve AB BankalarıLetonya krizi buradaki riskleri daha da arttırdı. Baltik ülkeleri küçük olsalarda diğer büyük Macaristan, Polonya ve Romanya gibi ülkelere kriz ihraç etme riski var. İsveç bankaları baltık ülkelerinde, özellikle Alman ve Avusturya bankaları ise Doğu Avrupa ülkelerinde ciddi rakamlarda kredilere sahip. Şimdiden Avrupa Merkez Bankası İsveç Risk Bank'a 10 milyar Euro'luk bir kredi limiti açmış durumda. İyi yönetilmezse Doğu Avrupa ülkeleri ciddi riskler taşıyor. IMF ile ECB burada birlikte çalışıyor ve kaynak sağlıyorlar.

4.Kredi Piyasalarının Henüz Tam İşlerlik KazanmamasıEkonomik gelişmenin motoru kredi piyasalarıdır. Burada özellikle şirket bonolarında belirli bir düzeltme görülse de özellikle yukarıda bahsettiğimiz Amerikan faizlerindeki yükselme nedeniyle kredi faizlerinde yükseliş gözlenmekte. Bazı bankalar zaten likiditeye sahip değil, bazıları FED'den aldıkları parayı ödemeye çalışıyorlar ve diğerleri ise kredi verecekleri sağlam müşteri bulamıyorlar. Kredi piyasalarındaki bu zorluklar önümüzdeki dönem için büyüme ve normalleşme üzerindeki önemli risklerden biri.

Riskler böyle. Şansımız ise; bütün dünya topyekün bazı problemleri ileriye ötelemek pahasına da olsa mevcut durumu düzeltmek için birlikte çalışıyor."

Kaynak: http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=33923&page=40

14 Haziran 2009 Pazar

Ülker Haftalık Analiz


Son işlem gününde bir miktar hareketlenen tahta son kapanışını 2,45 seviyesinden yapmış ve bnm sayımlara göre gelecek hafta yükselme potansiyeli taşıyor.


Öncelikle bnm sayımlardaki destek noktalarını paylaşacağım. yükseliş trendinin oluşturduğu destek noktası 2,44-2,45 noktasından geçiyor. Buradan bir tepki gelmesi olası. Bu noktanın aşağı yönde kırılması durumunda ilk hedef 2,38-2,40 aralığındaki destek seviyeleridir. Bu noktalara gevşemesi durumunda bu noktaların mutlak suretle çalışmasını bekliyorum ki geçtiğimiz haftalarda 2,41 den iki kez döndü. Bahsettiğim bu noktalar kırılır gibi hissedilirse kesinlikle stop-loss düşünülmeli.


Cuma günü kapanan yer, tahta dinamiği açısından iyi gözüküyor. Eğer yükseliş trendinin oluşturduğu destek seviyesi piskolojik olarak çalışırsa bu durumda kısa sürede üst trend çizgisine doğru bir hareket görebiliriz. Bu da yaklaşık 16 kademe potansiyel demek. yaklaşık %7 potansiyel.Yukarı hedeflerde ilk direnç noktaları sırası ile 2,51-2,54. 2,54 geçilirse rahat olmak lazım. 2,54 hacimli geçilirse bu hafta için geçerli hedef seviyeleri üst trend çizgisine denk gelen 2,62-2,64 seviyeleridir. Yükseliş trend çizgisinin ardından 2,68 var. Buralara gelirsek tekrar değerlendiririz.


Yatırım tavsiyesi değildir.

IHEVA Ne Olur?


Bir hisse yükseldikten sonra piyasada bu senet hakkında dedikodular yayıldıkça tırsacan kardeşim. Bu kağıdı yükseltenler daha rahat mal çıkmak için her türlü oyunu oynarlar.
Bu aralar dolaşan dedikodulara göre elinde bir dolu maden arama lisansı bulunan şirket yeni madenler bulmuş. Bir diğer habere göre İhlas, maden konusunda yabancı ortaklar ile flirt etmeye başlamış. Neyse tahtayı yükseltmeye dedikodu çok. Sadece yatırım yaparken dikkat etmekte fayda var.
Bnm kişisel görüşümde bu hareketler bedelli sermaye hareketlerinin ayak sesleri. Sadece bir uyarı. Olur da bedelli açıklarsa şirket, o zaman ben tabanları görürüm. Küçük yatırımcı dikkat etsin lütfen.

Rijkaard , Fenerbahçe'yi Karıştıracak Gibi Duruyor.


Galatasaray Rijkaard ile anlaşmayıp daha orta halli bir teknik adam ile anlaşsa hiç bunları konuşmayacaktık. Aziz Yıldırım'ın Daum'u getirmesinin ne kadar doğru olduğunu , gelecek sezonun favorisi olduğunu hep beraber konuşacaktık. Fenerbahçe'nin elinde bir bomba vardı. İki tane daha eline aldı. Bu bombalar Emre B. ,Mehmet Topuz ve Daum. Bu isimlerin rezil mi vezir mi edeceğini sezon sonunda göreceğiz.

Fenerbahçe'nin eski futbolcusu Pierre Van Hooijdonk 'un "Rijkaard ile Daum'u kıyaslamam" sözleri bu hafta içerisinde yeni bir tartışma başlatacağı kesin. Özellikle Fenerbahçe taraftalarının en sevdiği isimlerinden birisinin bu sözleri söylemiş olması olayın bir başka boyutu...

Rijkaard Sabah gazetesine
"Daum'un gelişi benim için çok büyük süpriz oldu. Gönderdiler neden geriye aldılar. Birinin bunu açıklaması lazım. O zaman hiç göndermeselerdi. Tuhaf işler.

G.Saray Rijkaard'ı alarak çok çok büyük bir iş yaptı. Bu olay Hollanda'da da büyük bir sürpriz yarattı. Galatasaray iyi transferler de yaparsa Rijkaard'la şampiyonluk için ipi rahat göğüsler.

Rijkaard ile Daum'u karşılaştırmak çok doğru olmaz. Rijkaard'ın çok büyük bir futbolcu kariyeri var. Oyuncularla iyi diyaloğu var ve performanslarını üst düzeye çıkarabiliyor. Üst düzey başarılar yaşadı. Zirveye çıktı. En büyük kupayı aldı. Daum için ise sadece oyuncularla iyi diyalogu var diyebilirim."
şeklinde açıklamaları yapmış.

Rijkaard Galatasaray'a imza attıktan sonra bazı spor yazarları bu kıyaslamanın içerisine girmişti. Hıncal Uluç bu konu ile ilgili olarak "Galatasaraylı Hıncal Uluç olarak konuşuyorum. Galatasaray'ın 2000 yılında Kopenhag'ta ve Monaco'da UEFA Kupası ve Süper Kupayı kaldırdığı zaman duyduğum gururu, bu sene Rijkaard'ın imzasıyla duydum. Galatasaray'ın vizyonunun ne olduğunu gösterdi bu transfer. Başarılı olur olmaz o ayrı konu. Fenerbahçe'ye 3 yıl şampiyonluk vaad ederek kongre kazanan Aziz Yıldırım gidip Daum'u getiriyor, Galatasaray'ın konuştuğu 4 isim ise: Valencia'yı iki kere UEFA Kupası şampiyonu yaptıktan sonra Real Madrid'e transfer olan Ramos, Schuster, Fatih Terim ve Rijkaard. En sonunda anlaşılan da Rijkaard oldu. Bu bir vizyon farkı. Bu Galatasaray'ın vizyonunun içe değil dışa dönük olduğunu gösteren bir vizyon farkı.

Bu daha sezonun başında kazanılmış bir zaferdir. Galatasaray'ın son dönemlerde yerlerin altında sürünen itibarını iade eden bir anlaşmadır. Adnan Polat ve arkadaşlarını yürekten kutluyorum. Geçen seneki antrenör yanlışlarının analizini doğru yapmışlar. Hatalardan ders çıkarmak çok önemli bir özelliktir. Gerek Adnan gerekse Haldun Üstünel kardeşlerim bu işin analizini çok iyi yapmışlar.

Galatasaray'ın elinde hem Türkiye hem de UEFA şampiyonluğunu rahatça kazanacak bir kadro var. Galatasaray'ın Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi çok geniş transferlere ihtiyacı yok. Rijkaard'ın yönetimi altındaki bu kadroya bir iki tane büyük transfer koyduğun zaman Galatasaray'ın bu vizyonu alabildiğine açık.

Futbolcu olarak çok sevdiğim bir adamdı, şimdi de Galatasaray'ın başında olmasından çok mutluluk duyuyorum. ‘Bu teknik direktör geldi bu iş bitti' diye bir şey dünyanın hiçbir yerinde yok. Ama bu vizyon farkını ortaya koydukları için Adnan'a da Haldun'a da teşekkür ediyorum." demişti.

Yazma ve hitabet yeteneğinin en üst seviyede olduğunu düşünmeme rağmen futbolla ilgili olarak benimsemediğim Hıncal Uluç'un bu görüşlerine aynen katılıyorum.

Aziz Yıldırım seçim sürecinde katıldığı programlarda ve seçim konuşmasında lig şampiyonluğunu hedeflediğini açıklamıştı. Şampiyonlar Ligi'nde başarı elde etmenin zor olduğundan bahsetmişti. Buna da dayanak olarak yabancı sınırlaması ve ekonomik faktörleri göstermişti. Daum 'un Fenerbahçe'de görev aldığı ilk sezon itibarı ile hedef olarak belirlediği Avrupa hedefinden vazgeçmiş gözüküyor. Bu vizyon daralmasının sonucu olarak da Daum'u getirdi. Daum görev aldığı üç sezonda Avrupa'da başarılı olamamasına rağmen ligde 2 şampiyonluk kazanmış, 1 şampiyonluğu da son haftada kaybetmiş bir teknik olması Aziz Yıldırım'ın tercihindeki en önemli sebep olarak gösteriliyor. %100 Futbol programında bu sene soyunma odasına in(e)mediği için başarılı bir sezon geçiremediklerini söyleyen başkan önümüzdeki sezon ineceğine dair sinyaller vermişti. Bunun için de 3 yıl boyunca soyunma odasına girmesine izin veren içimizden biri Daum'u getirmek Yıldırım için en akıllıca hamleydi. Seçim konuşmasının tamamını dinlememe rağmen öne çıkan vaadi "3 yıl üst üste şampiyonluk"tu. Avrupa kupaları için bir hedef konduğunu duymadım. Birçok Fenerli dostumuzun sıkıntısı ligdeki başarısızlık olmadığını çözememiş gözüküyor. Fenerbahçe taraftarının Avrupa'da bir kupa kazanma dileğinde olduğunu görmezlikten geliyor heralde . Fenerbahçe bu sezon da gördük ki ne kadar kötü olursa olsun forması bile ligde ağırlığını koymaya yetiyor. Tekrardan Daum'dan medet ummak hatalı bir hamle olabilir. Aklıma Fatih Terim'in ikinci Galatasaray deneyimi geldikçe bu hamle geri tepebilir diye insan düşünmeden edemiyor.

Fener Burnunu Sokma!


Fener, yeter artık burnunu sokma BJK'nın işlerine... BJK ile hatta bazen GS ile uğraşmaktan işlerine bakamıyorsun. Git transferlerini yap, uğraşma BJK ile....
Mehmet Topuz, BJK forması ile foto çektirmiş, sen hala bize söz verdiler deyip ağlayıp, burnunu sokup BJK kanlı adamı, FB bünyesine katıyorsun. Sanki görmedik daha önce. BJK kanlı adam, Fb'de bir şey yapamaz. Tarihin yine tekerrür etmesini mi izlemek istiyorsunuz? Buyrun izLeyin. Tümer, Burak en kısa zamandaki örnekler. Ha, Mehmet, BJK'da oynamadı. Ancak "Beşiktaşlı olunmaz, Beşiktaşlı doğulur" derler ya. İşte Mehmet öyle bir oyuncu. Neyse hayrını görün.
Sonra BJK Yönetiminin ufak bir girişimi oldu. Nihat'ı yokladı. Bir de ne görelim, yine Fener. Nihat'ın klubüne biz daha fazlasını veririz ne demek? Galiba bu seneki iki kupa, FB'ye çok koymuş. Taşın altına elimizi atsak sen çıkıyorsun be Fener. Yeter artık ağlama, şu burnunu da çek lütfen. Aksi takdirde BJK'da sizin işlere karışacak ki bu böyle gitmez. 2 ay sonra transfer sezonu kapanıyor.
Kısaca herkes kendi işine baksın. Diğer türlü olan bizim Türkiye'deki milli servetin yabancı sermayeye transferi olacak. Yeter artık fener bırak ağlamayı...

Beşiktaş'daki Gündemde Olan Siyahi Oyuncu Kim?


Yaklaşık 10 senedir İngiltere Premier Ligi'nde top koşturan Louis Saha, BJK'ya pozitif bakıyor. Klübü Everton ile 3-5 Milyon Euro arasında transfer konusunda anlaşıldığı kulislerde geçen bilgiler.
Fransız futbolcu 30 yaşında ve 1,85 boyunda. 1998-1999 yılları arasında Metz'de forma giydi. 1999-2000 arası kiralık olarak New Castle'da forma giydi. 2000-2004 yılları arasında Fullham'da forma giyen oyuncu, 2004 yılında yaklaşık 13 Milyon Sterline Manchester'a transfer oldu. 2004-2008 yılları arasında Manchester United ve son olarak 2008-2009 arasında Everton'da forma giydi.
Siyahi futbolcunun son 227 maçta 87 golü var. Genel olarak çabukluğu ve bitiriciliği ile tanınan futbolcunun BJK'ya özellikle Şampiyonlar Ligi'nde çok yararlı olabileceğini düşünüyorum.

13 Haziran 2009 Cumartesi

Mehmet Topuz Transferi Farklı Bakış Açısı


Haber1903 kaynaklı bir yazıya rastladım, aynen paylaşıyorum.


Bu bizim basın vallahi çok perişan.

Nihat"ın transfer haberinde yazılan cümle şöyle ;

Beşiktaş Mehmet Topuz"un transferiyle ortaya çıkan fiyaskoyu eski futbolcusu Nihat Kahveci"yi alarak unutturmaya çalışıyor.

Bizde Haber 1903 olarak size şöyle söyleyelim o zaman:

Perişan basın "Çifte Kupa" zaferimizle taktığı kapağı halen Topuz olayı ile unutturmaya çalışıyor.
Bakın köle tüccarları, çocuk forma giymiş Beşiktaş"lıyım demiş.

Döner veya dönmez bizi ilgilendirmez.

Dönmezse kalbimizin tahtı ona açık

Dönerse en iyi duygularımız yine onunla.

Kendi hırsınız için bütün gerçek Fenerbahçe taraftarlarını fıtık ettiniz.

Beşiktaş forması giyip Beşiktaş"lıyım diyen çocuğu onlara dayattınız.

Anketlerde istemiyoruz demelerine rağmen dayattınız..

Mahallenin futbol raconunu kendi tiraj hırslarınız uğruna ayaklar altına aldınız.

En başta o çocuklar zamanı gelince bunu sizin burnunuzdan fitil fitil getirecek.

Ne fiyaskosu? Biz Çifte Kupalı şampiyon takımız.

Dördüncü olup 26 sene Kupa alamayan düşünsün..

3 sene şampiyon olacağım diye söz verenler düşünsün.

Budur asıl fiyasko.

Ama sizler bunu göremezsiniz, maaşınız kesilir sonra maazallah..

Çünkü bu saatten sonra artık Topuz bize ya çok ucuza gelecek

Ya bedavaya gelecek...

Bu saatten sonra Topuz Fenere ya iki misli fiyata gidecek

Ya üç misli fiyata gidecek...

Bunun neresi fiyasko??

Tam aksine, gerçek bir yönetim başarısıdır.

Siz asıl Aragones"i şutlayıp , Daum"u alamayan fiyaskoya bakın..

Hele bir de şu çocuk Beşiktaş"a gelirse, aynı çifte kupa zaferi gibi..

Kendi fiyaskonuza hazırlanın.

Çünkü çifte kupa zaferini söylediğimizde, bize inanmadınız...

Bizden söylemesi.
Kaynak:Haber1903