26 Mayıs 2009 Salı

Sportif Rekabette Galatasaray'ı Baz Alıyor


Aziz Yıldırım , geçerli 6 bin 335 oyun 5 bin 53'ünü alarak yeniden başkan oldu. Aziz Yıldırım'ı 3 yıllık yeni süreçte yine başkanlık koltuğunda göreceğiz. Cuma günü katılmış olduğu %100 Futbol programında çok ilginç açıklamaları oldu. Ne Aziz Yıldırım'ı ne Adnan Polat'ı sık bir şekilde canlı yayın programlarında görmeye alışık değiliz . Ya seçim olacak ya da şampiyonluk varsa görebiliyoruz. Kamuoyunda seveni olduğu kadar sevmeyeni de çok olduğunu da biliyoruz. Merak ettiğim bir insan olduğunu söylemem gerek. Mesela ne tür müzik dinler, siyasi görüşü nasıl, nasıl bir baba, boş vakitlerinde ne yapar,hangi yemeği sever gibisinden soruların cevabını duymak isterdim. Bildiğim Aziz Yıldırım inatçı, sert , futboldan çok da anlamayan bir insan olduğunu düşünüyorum. Teknik heyetin işine karışan birisi olduğunu kendisi de kabul ediyor ve bu sezon yapmadığı için bu halde olduklarını söyleyen birisine diyecek laf yoktur. Bu sezon ki başarısızlıkların nedenlerini sıralayın dese birisi Aziz Yıldırım şöyle sıralar:" 1- Aragones, 2-Futbolcular 3-Takıma müdahele etmemem" diyecektir. Bunu da doğru olduğunu düşünüyor. Buradan çıkaracağımız sonuç Fenerbahçe son 11 yılda neler yaşadıysa benzerlerini yaşamaya devam edecek.
Ntv 'deki programda Tuncay'ın gidişi ile ilgili olarak ilginç bir açıklama yaptı. Tuncay gitmek istediğini ,ama sözleşme imzalayıp 5 milyon euro veya dolara serbest kalmak istediğini başkanına iletmiş. Başkan da bunun üzerine "Ya kalırsın ya da gidersin " diye rest çekmiş. Başkanın çektiği ilk rest bu olmasa gerek. Bunu da övünerek anlatıyor. Kendisine göre bu dik durmak gibi geliyor heralde. Hem klübe girecek parayı engellemiş oldu , hem de Tuncay'ı hedef adam haline getirdiği ortada.
Programda ayrıca klübe 30 milyon dolar cebinden para koyduğunu ve bu parayı geri istemediğini söyledi. Bir yanda Yıldırım Demirören'in klubü kendisine borçlu hale getirip, türlü başarısızlıklara rağmen yeni başkan adaylarının çıkamayaşını gördükten sonra takdiri hakediyor. Yalnız kendisi değil miydi klüb kendi ayağı üstünde kalıyor diyen. Kendisi daha önce bunu açıklamasa bile Fenerbahçe taraftarına Aziz Yıldırım klübe para aktarmışmıdır diye sorsalar herkes aktardığını söylerdi. 30 milyon dolardan da fazla miktarda para girişi olduğunu düşünüyor insanlar. 21 milyon dolar bütçeli klübü alıp 235 milyon dolar bütçeli takım haline getirmek için biraz da cepten para harcamak gerektiğini herkes tahmin ediyordur.
Geçtiğimiz yıllarda yabancı transferinin sınırsız olması gerektiğini söylediğinde yer yerinden oynamıştı. Özellikle Galatasaray ve Beşiktaş bu olaya karşı çıkmıştı. Kendisi de istediği durumu pek açmamıştı. Tek dediği yabancı hakkı sınırsız olsundu. O gün bu konuya da açıklık getirdi.


Aziz Yıldırım:
"Porto, Portekiz, Brezilya yakın ülke. Şimdi Brezilya'daki oyuncu Portekiz'de direk vatandaş olup oynuyor. Şimdi Josico'yu, Maldanado'yu tenkit ediyorlar. Bende tamam oynayamıyorlar edemiyorlar hepsini kabul ediyorum. Şimdi diyelim ki 6+2'de bu iki tane oyuncunu da çok iyi oyuncu olduğunu kabul et, o zaman ne olacak, sorun ne olacak? Kimse bunu dile getirmiyor ve bunu konuşmuyor. Zaten 6+2'de bu iki tane oyuncuyu bu 6'nın yedeği gibi düşüneceksiniz. Yani aynı kalitede düşündüğünüz zaman problemi baştan yaratıyorsunuz. Yani hocanın eline bir tane topu koyuyorsunuz, bombayı. Bu oyuncular hele bir de kaprisliyse o zaman büyük bir bomba orada duruyor. Şimdi o zaman bunları kaldırmak, aşmak lazım. Yani ben dedim ki; yabancı hakkı açılsın serbest bırakalım. Yani 6 tane sahada oynasın, bunu getir yine bir şey demiyorum buna ama hiç değilse geri kalanı ben transfer edebileyim. Burada genç oyuncular transfer edebilsin kulüpler ve bu gençlerden çıkan iyiler kalsın, daha iyileri sat, başka kulüplere dışarıya servis yapalım. Diğerlerini gelir çalışırlar, zaman gelir tutarsın 6'nın içinde oynatmaya çalışırsın. Bunun için oturup çalışmak lazım. Bunun için de yani yabancı oyuncunun burada oynamasını sağlamanız lazım, sağlayamıyorsunuz, hiçbir şey yapamıyorsunuz. Türkiye'de maalesef sistemlerden dolayı, Türkiye'de futbolu yeniden değerlendirmek lazım, ele almak lazım, yeniden organize etmek lazım. Bugün ikinci ligde, üçüncü ligde ayakkabısını omuza atan takım buluyor. Ondan sonra da gidiyor parasının bir kısmını alıyor, bir kısmını alamıyor. Bu zincir hep devam ediyor. Halbuki alt takımlar az olsa, bence çözüm bu. Bölgesel liglere dönüp oralardan kalitelileri üçüncü lig veya adını ne derseniz deyin, oraya alıp oradan direkt ilerlemesini sağlayıp yukarıya kadar çıkartmak gerekir diye düşünüyorum. Ben bunun doğru olduğunu söylüyorum ama başka başka başka fikirler de olabilir, bunları tartışmak lazım, Türkiye'de geç kalıyoruz." dedi.
Bu dedikleri kabul edilebilir ve mantıklı geliyor. Yine yurt içinde 6 yabancı oynaması gerektiğini savunuyorsa bu konu ilerliyen günlerde tartışılacaktır. Gerçi FIFA her ülkede uygulanmak üzere yabancı sınırı konulması fikrini tartışması da işin başka bir boyutu.
Aziz Yıldırım , sportif başarılar konusunda kendisi açıklamasa da Galatasaray'ı baz aldığı gözüktü. Bu sene kaçan şampiyonlukla ilgili çok keskin ifadeler kullanmaması, Daum'un son sezonun da 81 puanla şampiyon olamaması üzerine koyduğu keskin ifadeler ( Rıdvan Dilmen : " o sezon 81 puan aldınız başarı" derken Aziz Yıldırım: "Ama Galatasaray şampiyon oldu,kimse ona bakmıyor " ) , geçen sezon yürüyerek şampiyon olmalıydık ifadesini bu sene için emekleyerek şampiyon olmalıydık dememesi gibi nedenler sportif başarılar konusunda Galatasaray'ı baz aldığını gösteriyordu. Hatta Aziz Yıldırım "Bu 11 yıllık dönemde 4 defa şampiyon da olmuşuz. Bir defa şampiyon olsanız, tamam sportif başarı yok falan söyleyebilirsiniz ama 4 yıl şampiyon olmuşuz. Fenerbahçe tarihinde 50 yıllık lig tarihinde 17 şampiyonluğu var. Bizden daha fazla şampiyon olan var mı, yok. Galatasaray ile beraber aynı sayıdayız yani. O zaman yani bunu lig şampiyonluğuyla ölçüp yani başarısız demek yanlış." demesi bile bunun göstergesidir.
Son bir not da Aragones 'in Konya maçından sonra"Tabii ki başkanın, beni buraya getiren kişi olması nedeniyle tekrar başkan olması beni mutlu etmiştir, sevincimi gizleyemem. Onu tebrik ediyorum'' demesi gelecek sezon da Aragones'in takımda kalma isteğini ortaya koyuyordu. Bakalım Aziz Yıldırım bu işe ne diyecek?

2 yorum:

Togi dedi ki...

Abi dediğin gibi sadece sportif başkanlar değil seçim öncesi her türlü başkan bir şeyler vaad ediyor. Yani reklamını yapıyor.

Bu başkanların bir de şeffaf odaya girmesi şart... :) Böylece ne sever, ne yapar... v.s. insanlar öğrenmiş olur.

yakinyoko dedi ki...

en sonunda rakibini öpen alacağız dedi zaten